Ulusal film festivallerimiz sadece sanatın konuşulduğu yerler olsa keşke. Ama Türkiye gibi ‘parçalı-bulutlu’ toplumların sanat etkinlikleri de, hakkaniyet anlayışları da ‘parçalı-bulutlu’ oluyor. Her gelenin keseri kendine yontmak istemesi, kendi çıkarını gözetmesi, politik görüşüne göre siper alması, her seferinde plağı başa döndürüyor.
Bu yıl 26.’sı düzenlenen Uluslararası Adana Film Festivali’nin ‘davetliler’ grubunda değildim. PR şirketlerinin ‘güdümlü’ haberlerinden izlemekle yetindim festivali.
Kapanış gecesinde, jüri başkanı Serra Yılmazsinemacılara serzenişte bulundu. Filmlerde kadın karakterlerin az olduğunu söyledi.Hâlbuki tam tersine, Türk sineması kadın karakterlerin bol olduğu bir mevsi