Orta Doğu’da yaşananlar nefesimizi kesiyor. HAMAS’ın gerçekleştirdiği 11 Eylülvari Aksa Tufanı saldırısı, bir tarafıyla İsrail yönetiminin Filistin’i yok etme projesi için düğmeye basması adına biçilmiş kaftan oldu. Netanyahu’nun bu durumu doğal akışta kendi iç politika tahterevallisi için kullanmayı tabii ki ihmal etmedi.
Durumdan vazife çıkarmayı yaşam tarzları haline dönüştürmüş dünya sahnesinin büyük yıldızları hemen yine ortaya çıktılar. Sonuçta, her şeyin arkasında aslında onların olduğunun imajı bile sanki işlerine yarıyor! Dolayısıyla hemen ABD, Rusya, Avrupa ve hatta her büyük devlet, geleneksel hatlarına sadık kalarak konuya müdahil olmak istiyor.
Ben kahroluyorum, çünkü filler tepişirken olanlar yine çocuklara, masum sivillere oluyor. Onlarca yıldır Orta Doğu’nun petrol, su, din, toprak ve kişisel ego savaşları sürüyor. Dünyada hangisi olursa olsun, inanç manipülasyonu kadar insan beynini felç eden ve dünyayı kana bulayan başka bir konu yok!
İsrail halkının tümünü temsil etmeyen Netanyahu ve Filistin halkının tümünü temsil etmeyen Hamas!
İsrail’de 2022’de yapılan son genel seçimlerde 120 sandalyeli meclisin 32 sandalyesini Binyamin Netanyahu’nun lideri olduğu Likud Partisi aldı. Dörtte bir! Likud’un içinde olduğu sağ ittifak toplam 64 sandalye aldı ve hükümeti kurma hakkını elde etti. Netanyahu aylardır İsraillilere bile “Neden yahu?” dedirtiyor. “Yargı reformu” adı altında getirmeye çalıştığı değişikliklerin ana unsurları şunlar: