Evet, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. CHP Kurultay’ı, 48 saat sonra yani, Cumhuriyet’in 100. yılını devirdiğimiz 29 Ekim’den altı gün sonra Ankara’da gerçekleşiyor. Tabii ki Kurultay’ı enlemesine, boylamasına, derinlemesine, her türlü ele alacağız. Ama ondan önce yaşadığımız tarihi 100. yıl dönemecine kısaca değinmekte yarar var…
Hükümet, milli bayramlarda sergilediği rutin ve gelişigüzel kutlama formatını koruyarak, herhangi bir günün yıldönümü gibi sıradanlaştırarak kutladı, asırlık Cumhuriyetimizin doğum gününü de… Ama halkımız öyle değildi! Milyonlarca insanımız meydanları, caddeleri, denizleri, parkları hıncahınç doldurdular ve büyük bir coşku, kararlılık ve aidiyet gösterisi içinde 100. yılı, inadına Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi ile kutlamayı seçtiler.
Seçimlerde yaşanan büyük hayal kırıklığının ardından milyonların 100. yıl kutlamasında bu performansı göstermeleri, halkımızın sanıldığından daha çok vatanına, Büyük Önderlerine ve hiçbir zaman vazgeçmeyeceği idealist değerlere bağlı olduğunu dosta düşmana tekrar gösterdi.
Demek ki milyonlar ne inançlarından ne Atatürkçülüklerinden ne vatanseverliklerinden bir santim geri adım atmıyorlar. Ve yine demek oluyor ki bu büyük kitleler tabii ki hala o ağır seçim mağlubiyetine rağmen muhalefetten ve ana muhalefet partisinden yani CHP’den çok şey bekliyorlar. Evet moralleri bozuk, evet içlerinde ciddi bir kırgınlık ve hatta bir kısmında büyük oranda bir siyasete “küsme” bile var, ama bunlara rağmen vazgeçmeye de hazır değiller.
KURULTAYIN “YANGIN YERİ” HAVASINDAN, DELEGELERE SESLENİŞ
Sevgili CHP delegeleri, eminim ki ailenizde, mahallenizde, işyerinizde, insanların büyük çoğunluğu sizi ablukaya alıp açık sözlükle “Değişin artık yahu, bıkmadınız mı? Umutlarımızı suya gömdünüz!” mealinde, sertlik dozu yüksek serzenişlerde bulunuyorlardır. Aksini söyleyemeyeceğinize eminim. Bildiğiniz gibi şu anda ortada dört aday var. Biri 12 yıldır başkanınız olan Kemal Kılıçdaroğlu, diğeri uzun süredir onun en yakın kurmaylarından biri olan ve yıllardır grup başkanvekilliği yapan Özgür Özel. Diğer iki aday ise parti içi muhalefetin içinden çıkan arkadaşlarımız. Onlar da aileden/kökten Partili olan felsefe profesörü, eski Parti Meclisi Üyesi Örsan Öymen ve değerli hukuk insanı, Cumhuriyet eski Başsavcısı, eski milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi İlhan Cihaner.