Adil yargı kuracağını söyleyen Muharrem İnce, 58 yıl öncesini hatırlattı; 27 Mayıs 1960'ı. Tam da yıl dönümü!...
22 Temmuz1946'da demokrasinin yüz karası, 'açık oy, gizli tasnif' yönteminin uygulandığı, muhalefet partisine oy verenlerin cezalandırıldığı,yıllardan bugünlere gelindi.
Tuzun, şekerin, unun, kabut bezinin, kağnının, çıranın, gaz yağının lüks olduğu; açlığın ülkeyi kasıp kavurduğu yıllar... Bu öylesine derin zorbalık ki hâlâ milletin yakasında elleri.
Şeflik, 1946'da 'abidik gubidik'le iktidarını ancak 14 Mayıs 1950'ye kadar sürdürebildi. Artık bıçağın kemiğe dayanmasıyla "Yeter söz milletindir." diyerek haykıran millet, iradesine sahip çıktı, iktidarı değiştirdi. Ne var ki, milletin iradesini hazmedemeyenler, 27 Mayıs 1960 darbesiyle bir kez daha karabasan olup ülkenin üstüne çullandılar. Bugün adalet telallığı yapan zihniyet o günlerde köy köy, kasaba kasaba dolaşıp " İnkılap yapılmasaydı Menderes, Kars'ı Ardahan'ı satacaktı, iç savaş çıkacaktı." benzeri söylemlerle darbeyi meşrulaştırma telaşındaydı.
Enteresandır, 27 Mayıs cuntasının ilk aldığı kararlardan biri:" Türk milleti hakimiyet hakkını Millî Birlik Komitesi eliyle kullanır." olmuştur. Daha sonra Yurtta Sulh Konseyi' de bundan ilham aldı.
27 Mayıs cuntasının ' Yüksek Adalet Divanı'nda sergilenen tiyatro sonucunda bu ülkeyi elektirikle, yolla, suyla, traktörle insan olmanın erdemleriyle, manevi değerlere saygıyla, kalkınmayla, tarihle, ezanla tanıştıran bu kadro imha edildi. "Seni buraya tıkan güç böyle istiyor." diyen Yüksek Adalet Divanı, Menderes'i ve iki arkadaşını asarak katletti. Cuntanın goygoycuları, bundan da tatmin olmamışlar ki 3 Nisan 1963'te darbeyi 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı ilan etti, 'Millî bayram' adıyla 18 yıl milletin gözyaşı ve kanı üzerinde tepindiler.