Bölgede, kanlı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor.
Rakka'dan ABD'nin DEAŞ'lı teröristleri bilinmeyen bir yere tahliye etmesinden sonra Mısır'da Sina'da bir camide 250'den fazla kişinin katledilmesi DEAŞ'nın yeni görev yerini gösteriyor.
24 Kasım 2017'de Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır, Dünya Müslüman Alimler Birliği'ni 'terör örgütü' ilan etti. Aynı ülkeler, Haziran 2017'de Katar'ı Müslüman Kardeşler'e ve Dünya Müslüman Alimler Birliği'ne yardım ettiği gerekçesiyle 'teröre yardım eden ülke' statüsüne alıp ambargo uygulamaya başlamışlardı. Mısır, bir hafta önce de Katar'a vize uygulamaya başladı.
Suudi Arabistan'da Kral adayı Muhammed Bin Selman'ın başlattığı 17-25 Aralık 2013 benzeri " Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu sürüyor.Türkiye ile ticari ilişkileri olan işadamlarının da mal varlıklarına el konuldu.
Eş zamanlı olarak ABD'de Rıza Sarraf dosyası gündeme taşındı. 17-25 Aralık kumpas - montaj kasetlerini Meclis grubunda dinleten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şimdi de ABD'ye taşınan bu komplonun vahametini anlamamış görünüyor olmalı ki olayı yine rüşvet ve vergi kaçakçılığından yargılama olarak tanımladı. Bir başka dikkat çekici durum da CHP milletvekili İlhan Kesici'nin FETÖ elebaşının Türkiye'ye iadesi için ABD makamlarına verilen onlarca klasörlük belgeyi 'çöp' olarak nitelendirmesi. Darbe girişimine 'kontrollü' ve 'tiyatro' diyen zihniyet şimdi de delillere 'çöp' diyerek olayı sulandırmaya çalışıyor. Öte yandan bir ay kadar önce yolsuzluk ve rüşvet gerekçesiyle Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'in görevden uzaklaştırılması da büyük oyundan ayrı değil.
15 Temmuz darbe girişiminin zeminini oluşturan süreçlerden biri olan 17-25 Aralık kumpasının dört yıl sonra eş zamanlı olarak tekrar tedavüle sokulması üst aklın kindar kararlılığını, işin vahametini göstermekte.