ABD Dışişleri Bakanı RexTillerson’ın 15 Şubat 2018 Perşembe günü akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ertesi günü de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü. Türkiye -ABD ilişkilerinin normalleşmesi için güven artırıcı önlemlerin alınması hususunda mutabakata varıldığı açıklandı. Bu konuda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun : " Bu mekanizmalar topu taca atmak değil, tam tersi anlaştığımız gibi sonuç alıcı mekanizmalar olacak. Oyalama yok ve inşallah ilk toplantı da Mart ayının ortasından önce gerçekleşecek." ifadesi durumun bıçak sırtı olduğunu gösteriyor.
Terör örgütüne bütçe ayıran ve bölgeye binlerce tır dolusu silah yığınağı yapan ABD'nin dediğim dedik çaldığım düdük, durumunu muhafaza ettiği izahtan varestedir. PKK ve DEAŞ'la mücadele edeceğini söylüyor fakat YPG- PYD'nin, terör örgütü olduğunu kabule yanaşmıyor. FETÖ'yü ise kendi topraklarında beslemeye devam ediyor.
ABD suçüstü hali olmanın telaşı içinde olayları saptırmaya Türkiye'nin kararlı tutumunu ve Zeytin Dalı Operasyonunu zayıflatmaya, Türkiye'yi oyalamaya çalışıyor. Bunu başaramazsa kendisinin bölgeden silineceğini iyi biliyor. İsrail'in güvenliğinin de tehlikeye gireceğini hesaplıyor. Aslında kendisinin İsrail için bölgede olduğunu her fırsatta açıklıyor. Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi de bu yüzden.
ABD, adeta İsrail'in işgali altında, sömürgesi...İsrail'in bölgede kendine benzer terör devletleri ( İsrailcikler) kurarak meşruiyet kazanacağını zannediyor, ABD'yi maşa olarak kullanıyor. Tam bir Siyonist asalaklık... Filistin topraklarının işgali için uyguladığı katliam, göçe zorlama, demografik yapıyı değiştirme ve yerleşimcileri iskan etme yöntemini bugün Irak'ta, Suriye'de uyguluyor. 25 Eylül 2017'de Kuzey Irak'ta bağımsızlık referandumuyla Kuzey Suriye'yi de birleştirip Akdeniz'e açılan bir terör devleti kurmaktı. Nitekim, referandum sonrası İsrail bayraklarıyla kutlamalar yapılması işin arkasında kimin olduğunu gösteriyor.
Afrin'de kilometrelerce uzunluğunda betonarme tüneller PYD-PKK'nın tek başına yapacağı bir iş değil. Aylarca değil, yıllarca bu tüneller için çalışılmış, silah, mühimmat, plan/ proje ve finansman desteği malum Siyonist - Emperyalist ittifakça sağlanıyor. Zeytin Dalı Operasyonu yapılmasaydı, bu tünellerden gelerek tıpkı 15 Temmuz'da yapmak istedikleri gibi bir gece, bir anda özelikle sınır şehirlerini rehin alıp ateşe vereceklerdi. ABD ve NATO da Türkiye'de bulunduğunu iddia ettiği silahların "terör örgütlerinin eline geçme tehlikesini bahane ederek Türkiye'ye el koyacaklarını, tahmin etmek zor değil. Mahkemelerde üç maymunu oynayan FETÖ mensuplarının bir umudu da bu olsa gerekti.
Terörü küresel bir silah haline getiren, bu alanda yöntemler geliştiren Siyonizm'in müntesipleri her alanda faaliyet gösteriyorlar.