Hedefteyiz....
ABD'nin güvenliği Türkiye'yi ve dünyayı tehdit ediyor.
Türkiye'yi hedefe koymalarının sebebi Türkiye'nin aslına dönüşü, kendi medeniyet değerlerine sahip çıkmasıdır. İslam dünyasının, mazlumların sesi, kimsesi olmasıdır. Gönül coğrafyasının bütün insanlığı kapsamasıdır. Tarihi yürüyüşünden alıkoymak için her türlü hile ve desiselere baş vurmaktan geri durmadılar.
Eski Türkiye'yi hortlatmaya çalışıyorlar. Yeni yönetim sisteminin gücüne, nimetlerine tanık oluyoruz.
Şimdi eski Türkiye'de olsaydık bu döviz saldırsına karşı savunma gücümüz olmazdı. Ülkeyi koalisyonlar yönetiyor olacaktı. Koalisyon ortaklarından birinin, bir bakanın çatlak çıkışıyla ülke çoktan kaosa sürüklenmişti. 2001 Şubatına 26 bankanın battığı, faizlerin yüzde yedi binlere çıktığı, 150 milyar doların hortumlandığı benzer bir krizin içindeydik. 1994 Nisanına benzer hortumlamaları, 28 Şubat şartları yaşıyor olacaktık. Çoktan yeni hükümet pazarlıklarına başlanmıştı. IMF'nin elemanlarıyla yeni hükümet modelleri planlanmıştı. Ekonomiden sorumlu bakanı da IMF atamıştı. Buna da kurtuluş reçetesi diyeceklerdi. Cumhurbaşkanı ayrı, başbakanı ayrı telden çalıyor olacaktı. Meclis'te milletvekili transferleri / pazarlıkları çoktan başlamıştı. Erken seçim olur mu olmaz mı tartışmaları arasında yeni kurtarıcılar dayatılacaktı. Rantiyeciler, hortumcular köşebaşlarını tutmuşlardı.ABD'den arayanların haddi hesabı olmayacaklardı. Yerli işbirlikçiler "Sen çok arandın, ben çok arandım." yarışına girmiş olacaklardı.
15 Temmuz'la bu sömürüye, işgale karşı şanlı bir direniş başlatıldı. Müstevliler ve uşakları bunu hiç beklemiyorlardı; aptallaştılar, hazmedemediler. 16 Nisan 2017'de yeni hükümet modeliyle güçlü Türkiye'nin temelleri atıldı.