Beyaz gömlekliler…
İnfazcılar…
Kefenliler…
“Öl de ölelim” mangaları..
*
Herkes oradaydı ama en çok
orada olmayan oradaydı:
Adolf…
Seçim kazanmış bir başbakan
kös kös gidiyor, belediye başkanlığını bile kazanamamış bir başkası
“başbakan” olarak kıs kıs geliyordu…
Buna “kongre” dediler…
*
Adolf en önemli adımını
atıyordu aslında…
Ne giden “Yav millete gittik, beni başbakan seçtiler, ben niye
gidiyorum?” diyebildi… Ne gelen “İyi de, beni kimse seçmedi, niye
başbakan oluyorum?” dedi…
Ne onca kalabalıktan bir tek kişi dahi “Ulan dün alkışladığımızı
kovuyoruz, dün attığımızı seçiyoruz, niçin?” diyemedi..
Kişilik bu kadardı…
Çünkü; hafiyesiyle, infazcısıyla, gestaposuyla, zulmüyle,
kiniyle…
Adolf oradaydı…
*
Bu kurultay denilen tuhaf şeyi
asla küçümsemeyin…
Aynı günlerde TBMM'de; ağzını açan milletvekilinin tutuklanmasının
sağlanması ile birlikte bakın… Artık fikirden icraata geçme zamanı
gelen faşizmin ilk büyük şöleniydi…