Naylon leğenleri görünce bakır dövme tabakları satıcıya verdiler, anneanne’nin tepsisinden kablo yapıldı…
Floresan tavana asılınca, fitilli lambaları gereksiz kalabalık saydılar…
Etrafına toplandığımızda mutlu olduğumuz o soba, kalorifer gelince evi kirletmekten suçluydu artık…
Çöplükte son gördüğümde üzerinde pişirdiğimiz kestanelerin sanki izleri vardı…
Televizyonlar gelince mahzenlere atılıp çürümesi beklenen radyoların başında ilk aşk gözyaşlarını dökmüştüm…
Yeniler gelince bir eski evde unutulan Safiye Ayla söylerdi: