Ben bu şehre aşıktım eskiden.. Baba ocağından sonra, henüz bıyıklarım yeni terlerken, ilk sevdamdı… Terminalde inip şaşkın ürkek etrafıma bakarken tanışmıştık… El ele tutuşup gezmiştik Gençlik Parkı’nı, Papazın Bağı’nı, Keklik Pınarı’nı… Kuğulu’da kuğulara simit atarken hoşlanmıştım ilk… Kazablanka Bar’da sabahladığımız gece açılmıştım, küçülmüş gözlerim peltek dilimle söylemiştim: “Seni sevdim Ankara…” * Sonra hiç ayrılmadık… Müzisyen yanımız vardı; Solfasol semti, Misket Mahallesi, Dede Efendi, Bestekar Sokak… Geceleri ben ona müzik yapardım, dinlerdi, ortak şarkımız vardı: “Baba ben derviş miyem…” Bir metre kar yağdığı günlerde, soğuk bekar evlerinde, geleceğin mutlu hayalleri ile üzerimi örterdi Ankara…