İngiliz anayasası gibi yazılı değildir…
Ama gerçek anayasa o anayasadır…
*
Yazılı olmayan anayasada “laiklik” falan yer almaz…
Devletin mezhebi; sünnidir…
Bu bakımdan azınlıklar, laikler, aleviler vatandaş değilmiş
gibidir…
Diyanet İşleri Başkanı'na zırhlı araç, bütçeden dört bakanlık
toplamı kadar bütçe, her konuda fetva, protokolde ön sıra…
“Laikliğin” olmadığını anlamamak için eşek olmak lazımdır…
*
Yazılı olmayan o anayasada; nurculuk vardır, İsmailağa Cemaati
vardır, Nakşibendilik vardır, Cübbeli Ahmet Hoca vardır, Menzil
vardır, Süleymancılar vardır…
“Tarikatların vazgeçilmezliği” ilkesi kesindir…
*
Yazılı olmayan anayasada; kuvvetler ayrılığı yoktur…
Yargıcın cübbesinde gözükmeyen bir düğme deliği vardır… Doğrusunu
isterseniz o cübbe cumhurbaşkanının sırtındadır…
Sadece deliği yargıçta kalmıştır…
*
Kuvvetler meselesinde en önemlisi, tüm kuvvetlerin üzerinde bir
kuvveti vardır:
O “İman kuvveti”dir…
*
Yüce Divan ise ahirete, yani “Öte yana” bırakılmıştır…
*
Yazılı olmayan anayasada basın özgürlüğü şu şekildedir:
Hapiste olan gazeteci sayısı, hapiste olmayan gazeteci sayısına 3/1
oranındadır… 3 mü dışarıda, 1 mi dışarıda, orası KHK ile
düzenlemeye kalmıştır…
*
İfade özgürlüğü şu maddededir:
“Ya sus, ya hastir git…”
*
Yazılı olmayan anayasada yemin maddesini müteahhit Cengiz çok güzel
ifade etmiştir:
“Milletin a…..”
Bak yazamadık işte, anayasa yazılı olmayınca…