Ziyaret günü demir parmaklığın
önündeki kalabalıkta bekleyen küçük oğlan, annesinin giysisinden
tutup
çekerek “Anne babamın banka hesabında 15 lira kalmış,
para koyalım” dedi…
Anne duymazlıktan geldi…
Çocuk tekrarladı:
“Anne babamın hesabında para bitmiş, içerde içecek,
ekmek
alacak, para koyalım…”
Anne göz ucu ile çevrelerindeki insanların duyup duymadıklarına
baktı tek tek…
Gözlerini kaçırdı…
Çocuk susmadı “Anne…” dedi…
Durmadan annesinin eteğini çekiştirip tekrarlayınca, anne yanıt
vermek zorunda kaldı…
Kulağına doğru eğilip kısık sesle
“Paramız kalmadı ki oğlum,
anlamıyor musun?” dedi…
Çocuk sustu…
Anne yine dönüp insanların duyup duymadıklarını anlamak için,
kaçamak bakışlarla yüzlerine baktı…
Bu kez yanaklarında iki damla
yaş vardı…
*
Kim, nerede, hiç önemli değil…
Sadece zaman önemli:
Zaman bu zaman…
*
Önce bir sinsi örgütle bir olup asker-sivil bu ülkenin aydınlık
yüzlerine kumpaslar kurarak hapishanelere doldurdular…
O küçük çocuklar yine oradaydı…
Sonra onların masum oldukları anlaşıldı…
Bu kez o hain örgüt ile birlikte oldukları günlerde,
kandırılmış-kullanılmış insanları doldurdular hapishanelere…
Küçük oğlan yine orada…
*
Hukuku işleteceksiniz…
Bu ancak; o ihanetlere ortaklık
edenlerin, ülkemize kurulan tuzaklara yol verenlerin, masum
insanlara
kumpas kuran herkesin, kısacası
Türkiye'yi bu günlere getirenlerin çıkıp hesap vermesi ile
olasıdır…
İstediğimiz sadece bu:
Hukuk…