Bizim yazı işleri müdürü at yarışları oynamayı çok severdi, sonunda kıdem tazminatını sıfırlayıp bir Adanalı ile ortak at aldılar… Atın adı; Yıldız… Rüzgarlı Sokak'ta tıfıl gazetecilik günleri, hipodrom gazeteye yakın, her iş çıkışı bizi toplar ahırlara götürürdü. Yarış günü yaklaştıkça gazete çalışanlarının tüm sohbeti Yıldız olmuştu… Haber toplantılarında müdür Yıldız'ı anlatıyor -biraz da yalakalıktan- muhabirler devamlı at haberleri yapıyorlar, foto muhabirleri Yıldız'ı yürürken, koşarken, yemini yerken, debelenirken resimlerini çekiyorlar, karikatürist durmadan Yıldız'ı çiziyor… Öğleden sonraları Yıldız çayı içiliyor, akşam Yıldız şerefine bara gidiliyordu… Yarış günü geldi, müdür kazanacağına garanti verdi… Ay başına denk gelmişti, bütün maaşları Yıldız'a yatırdık… * Atlar çıktılar… Hakikaten Yıldız ok gibi fırladı… En önde, arayı açıyor, müdür ceketini havada sallayıp “Koptu geliyor” diye bağırıyordu… İlk düzlük bitti… Atlar adeta yana yatarcasına dönerken, Yıldız virajı alamadı… Düz gitti… Yandaki Gençlik Parkı'nın içinden geçti, o zaman Gar'ın yanındaki otobüs terminalinde durdu… Adanalı ortak ile bizim müdür birbirlerinden habersiz doping yapmışlar, çift doping ile aşırı hızdan böyle olmuştu… Yıldız hızda birinciydi, ama virajı dönseydi… *