Ben beğendim…
Müezzin elini kulağına koymuş, ama bunun sesi daha çok çıkıyor…
Notaya vurursak bu üç oktav… Feryada vurursak üç oklava tiz’den,
özellikle “Memleketi pehlivansız bırakma Allah’ım” yerindeki
desibel gücünde git Reina’da bağır, gelip kapatırlar…
Mikrofonsuz Kırkpınar’dan duyulduysa, 90 kiloda Hüsrev Pehlivan
“geldim” diye yoldadır…
*
Biz anlıyoruz aslında…
Bu kadar yüksek desibele “Başkan” yapacaksın, bitsin gitsin…
Şehitlerin kulakları duysa, ben size söyleyeyim; Seyit Onbaşı bu
sefer 1500 kiloluk mermiyi kaldırıyor diye hepsi ayaktadır…
Bilhassa “Allah’ım” vurgusu -kurban olayım, günaha giriyoruz ama-
gökten bir nida duyulsa yeridir:
“Ey kullarım, ben böyle bir şey yaratmadım, bu nasıl ses
telidir…”
*
Ses böyle…
Görüntü:
Kağnılardan, çarıklardan, iple bağlı tozluklardan, elde dikilmiş
yoksul asker giysilerinden, bir anda zenginliğin simgesi Bisse
paltoya geçiş, güven duygusu yaratıyor insanda…
Bu günler içindi o şehitler…