Futbolda; Fatih Terim…
İşadamı; Ali Ağaoğlu…
Siyasette; Tayyip Erdoğan…
Sağlıkta; Haydar Dümen…
Ekranlarda; Nihat Hatipoğlu…
*
Fatih Terim, Tayyip Erdoğan'ın teknik direktör olanıdır….
Ali Ağaoğlu, Fatih Terim'in emlakçı olanıdır…
Haydar Dümen; Ali Ağaoğlu'nun sağlıkçı olanıdır…
Nihat Hatipoğlu; hepsinin ekranda olanıdır…
*
Ve daha niceleri, bunlar ülkenin vitrinidir…
Dolayısıyla; şehirler, binalar, ekonomi, sanayi, ticaret, din,
inanç, yaşam, spor, medya, siyaset ve memleket bunlara benzer…
Mesela; bir futbol turnuvasında ağları yırtan golden dolayı değil,
bir Türk firmasının Puma'ya kakaladığı çürük formaların
yırtılmasından dolayı dünya medyasında adını parlattı Türkiye…
İyi ki şortları bizimkiler yapmadı; Euro 2016 şampiyonluğu yerine,
pek çok futbolcu kıçı görecektiniz…
Ki bu hadise otomatik olarak; Haydar
Dümen ve günlüğü 10 bin Euro olan Fatih
Terim'in iştigal alanlarına girmektedir…
*
Vitrin böyle olunca Erol
Evgin gibilerin yeri yoktur…
O bir şerefli sanatçıdır, şarkıları vardır, asla unutulmaz:
“Seni düşündüm dün akşam yine
Sonsuz bir umut doldu içime
Bir de kendimi düşündüm sonra
Bir garip duygu çöktü omzuma
(…)
Hani ıssız bir yoldan geçerken
Hani bir korku duyar da insan
Hani bir şarkı söyler içinden
İşte öyle bir şey…”
*
İftar sofrasında elini kulağına koyup cumhurbaşkanına ezan
okumak yerine “Okuma yazma bilmeyenle, üç üniversite
bitirmişin oy'u bir mi?” diye, sadece bir aydın
olarak özgür düşüncelerini söyleyen Erol
Evgin'e kızdı ve “Ne cins insan, sen sanatçı
olsan ne olur?” diye azarladı, zarif adam…
Çünkü kendisini orada tutan o okuma yazma bilmeyenlerdir…
Oy'ları eşitlemenin en iyi yoludur; Köy enstitüleri ile
dağdakini dahi okur-yazar yapmak isteyen cumhuriyet projesi yerine,
liseleri imam-hatip yapması da bu nedenledir…