“Can Dündar ile Erdem Gül’e özgürlük yolu açıldı” dediler gece…
*
Bu anlarda niçin bir çocuğun oyuncakları geliyor gözümün önüne…
Niçin adliye sarayları, hukuk kitapları, mahkeme salonları değil?… Niçin bir küçük odada, yerde dağınık çocuk oyuncakları beliriyor gözümde?…
Niçin yüksek adalet kürsüleri, kanunlar, hak, hukuk değil?…
Bir kırmızı oyuncak otomobil, rastgele atılmış odanın ortasına, çocuk onu bırakıp gitmiş yargıç…
*
Çünkü bu dönemi diğer bir şey anlatamıyor…
Bu zulmü başka hiçbir şey ifade edemiyor…
Çünkü masumiyetimiz; sizin o adliye saraylarınızda, yüksek kürsülerinizde, tokmaklarınızda, terazilerinizde, kitaplarınızda, kararlarınızda değil… Hukuksuz yere elinden babası alınmış bir çocuğun ağlayışında karşılığını buluyor…
*
İki arkadaşımıza özgürlük yolu açıldı…
Anayasa Mahkemesi, hukuk tarihinde bir yaşam gaspını daha önledi…
Dün gece evlerde sevinç vardı, çocuklar camlara dayandılar, anneler sevilen yemekleri hazırlamaya koştular, sevgililer ağladı…
İyi ama; ya o uzun yalnızlıklar?…