Cumhuriyet’te son günlerimdi, evden çıktım, zınk diye önümde durdu, arabasının camını açtı “Abi beni hatırladın mı?” diye bağırdı…
Kimi zaman okurlarımla karşılaştığımda kırdığım potların temkinliliği içinde eğilip yakından yüzüne baktım…
Kulakları minik birer uçurtmaya benziyordu, güldüğünde suratının yarısı diş olmuştu. Arabasının vitesini parka geçirdikten sonra camdan elini uzattı:
“Canımı veririm senin için…”
“Rica ederim” dedim…
“Öl de öleyim…”