Gece sosyal medyaya girişi yasakladılar…
Bu durumlarda kötü bir şeyi bizden sakladıklarını biliriz…
Canımız sıkıldı, hani içinde bir sızı olur da sebebini bilmezsin
ya…
Sabaha karşı o fotoğraf yabancı internet sitelerinde
gözüktü; Suriye'de IŞİD, sağ ele geçirdiği iki
askerimizin boynuna ip bağlamış yerde kuzu gibi sürüklüyor, sonra
vahşice yakıyordu…
*
Bakamayıp acılar içinde onu kapatınca, bir başka fotoğraf sırada
var:
Atatürk'ün Rize meydanındaki heykelini sökmüşler,
bir trafik çekme aracının arkasına hurda araba gibi
götürüyorlar…
*
İki fotoğraf birbirinin devamıdır…
*
Rusların 6 Mart 1916'da, ikindi vakti Rize'ye gemilerle
yanaşmalarından… Rus general ve askerlerinin 21 pare top atışı ile
sahile çıkmalarından… Ve büyük savaş sonrası bir ulusun direnerek
ayağa kalkmasından sekiz sene
sonra;Atatürk Rize'ye denizden gelmişti…
Deniz dalgalıydı, filika tam yanaşamayınca Hakkı adında bir genç
koşup onu sırtına almak istemiş, Atatürk “Bırak,
vatanın suyu ayaklarımı ıslatsın” demişti…
Rizeliler evlerinden getirdikleri kilimleri yollara sermişlerdi o
gün… Henüz elektrik olmadığı için sopalara sarılı çaputlarla
sokakları aydınlatmışlardı gece…
Atatürk'ün emri ile Rize 1924'de “Vilayet”
oldu…
Gazi, Batum'dan ilk çay fidelerini getirtti Rize için,
1925'te“Çay teşvik kanunu” onun istemi ile
çıktı…
Rize; bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı çıkaracak kadar cumhuriyetin
pırıltılı kentiydi artık…