“İsrail ile barış isteyen Yahudi dölüsün…”
“Anan Yahudi…”
“Piç İsrail uşağı…”
“Ulan Başbakanımız sayın (van minit) İsrail'e haddini bildirdi, ezdi geçti, niye bundan gocunuyorsun o… çocuğu…”
*
Bilgisayarlarımıza, telefonlarımıza küfür yağdı, ‘van minit' lafının bir show ve palavra olduğunu yazıp çizdiğimizde:
“Kim ki Müslüman kardeşlerimizin değil de Yahudi soyunun yanında yer alırsa, işte o senin gibi Yahu… i…dir… İmza; Mustafa…”
“Mustafa, senin öbür e-mailde adın Osman mı?..”
“Evet, nereden bildin…”
“Aynı küfür çünkü…”
*
“Davos kahramanı” yurda dönüyordu o sıra……
İstanbul'da havaalanına 400 belediye otobüsü ile insan taşındı, dört saat içinde evlerinden uyandırılan reklamcılara afişler yazdırıldı “Davos Fatihi” diye belediyelerin ambarları açıldı 5 bin bayrak dağıtıldı……
Bu “Müslüman kardeşlerimize zulmedene haddini bildirmeyen alçaktır” falan dedi……
Emine Hanım ağladı tabii……
O sırada dört kasa kolayı ekonomik boykot olarak kaldırıma döktü vatandaş, televizyonlar yayınladılar……
Şiir okuttular amcaya, yazarken ağladım dedi:
“Dünya Müslümanları keder içinde/Rahatı hoş olanın gözüne inmiş perde/Tüm zalimler birleşmiş yıkıyorlar hep İslam'ı/Karşısına dikilmiş bir Osmanlı evladı…”