Rahmetine erince Hasan Karakaya’ya Genelkurmay Başkanlığı adına
taziye telefonu açmanız çok büyük bir incelik…
Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral
olarak “Dik duruşu ve haksızlıklara asla taviz vermeyişi ile
Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden olduğunu” söylemeniz bile
ne kadar hassasiyet…
Şu tespitiniz de çok yerinde:
“Yeri doldurulamayacak…”
*
Camileri bombalayacaklardı, Müslümanları statlara doldurup
yakacaklardı, Madımak’ı onlar yaktı, Uğur Mumcu’dan başlayarak
yazarları onlar öldürdü, Turgut Özal’a suikast, Plevne yenilgisine
kadar… Ne kadar güncel ya da tarihsel suç varsa askerlere mal
ettikten sonra sıra gelmişti olimpiyatlarda haltercimizin 80 kiloyu
niye kaldıramadığına?..
Bu yeri doldurulamayacak değerli yazar buldu sebebini, oturdu
yazdı:
“Ben var ya ben; bu işin içinde de Ergenekon parmağı arıyorum
biliyor musunuz?.. Nasıl, niçin diyeceksiniz?..
Şahsen ben sporculardan ziyade onları çalıştıran antrenörlerin
siyasi aidiyetlerine bakıyorum…
Onların çoğu “ulusalcı” kişiler…
Malum “ulusalcı” dedin mi, çoğu Ergenekoncu, öyle bağları var… Hani
diyordum ki antrenörler, Ergenekon terör örgütüne destek için
sporcular üzerine baskı yapıp da onları başarısız yapmış
olmasınlar…
Özellikle halterde niçin sıfır çektiğimizi izah edin bana…
Hele söyleyin; Ergenekon parmağı var mı, yok mu?..”