Doğulu vatandaşımız el arabası ile pırasa satıyordu ama
pırasanın adını unuttu…
“Adı neydi?” diye düşünürken, bir yandan da
sattığı şeyin bulunmaz özelliklerini sıralıyordu:
“Uzun uzun…”
“Kaçırma…”
“En güzeli burada…”
Derken, pencerelerden birisinden bir hanım camı açıp sordu:
“Pırasa kaç lira?…”
Satıcı “pırasa”nın adını duyunca sevindi, var
gücüyle arabasını ittirip bağırmaya başladı:
“Pırasa, pırasa, pırasa….”
*
İlk kez Konyaspor-Fenerbahçe maçında (2013-Ağustos) Emre gol
atınca “dört parmağı”gösterdi, arkasından üç
gol yediler…
Dört parmak işareti bir anda tutmuştu ama anlamını bilen yoktu…
Tayyip Erdoğan atladı üzerine…
İlk gösterdiğinde “Dört kadın” diye
anlayan da oldu, “En az dört çocuk” diye
anlayan da…
“Mısır'da demokrasi için mücadele eden kardeşlerimiz yok
mu?… Bakıyorsunuz orada bu var… Rabia orada bu mücadeleyi adeta
sürdürüyorlar” diye açıkladı dört parmağını…
Salladı…
Alkışladılar…
Şairin birisi Rabia'nın Mısır'da şehit kız olduğunu sanıp şiir bile
yazdı:
“Vuruldu hak için, kavuştu hakka/ Gelinlik duvağı bulaştı
kana/ Kafire haddini bildirdi Rabia…”
Emine Hanım ağladı…
Birisi “Rabia Mısırlı kız değil, Basralı sofi şair,
8'inci yüzyılda yaşamış, 52 yaşında zatürreden
öldü” diyene kadar…
*
O sırada Esma adında bir kız
öldürüldü…
Dört parmağın adı oldu; Esma…
Salladı…
*
Mısır'da Esma'yı vuranlardan
darbeci Sisi ABD'nin desteğini alınca, çark
etti tabi… Bu kez dört parmak işaretini
çevirip “Filistinli çocuklara” uyarladı
ve çıkıp “Gazze'de çocuklar öldürülüyor, adeta zülüm
ediliyor, şöyle göstereyim” dedi, dört parmak
havada…
İsrail ile gizli barışma görüşmeleri başlamıştı o sırada,
Filistinli çocuklardan vazgeçti…
Çevirdi:
“Bu ne, tek bayrak, tek devlet, tek millet, tek din
diyoruz” dedi…
*