Toplumsal gelişmelere insanların verdiği tepkileri etkileyen
birçok faktör vardır. Hele de yaşadığımız coğrafya düşünüldüğünde
her geçen gün gündeme gelen yeni bilgi ve olayların ne kadarının
gerçek ne kadarının algıya yönelik olduğu sorusunun cevabı bu
tepkileri anlamak açısından gayet önem arz ediyor.
Bu bağlamda yaşananları daha detaylı anlayabilmek için, özellikle
Güneydoğu bölgesi özelinde birkaç yıldır oluşturulmaya çalışılan
algının altyapısının ne kadar sağlıklı olduğuna bakmamız
gerekiyor. Kobani sürecinden Kürt kimliğine, çözüm sürecinde
kimin ne yaptığından barışı bozup savaşı kimin çıkardığına, DAEŞ
bağlantısından mezhepsel hezeyanlara kadar birçok algıya yönelik
söyleme şahit oluyoruz. Ulusal ve uluslararası işbirliği
üzerinden, ulusal ve uluslararası paydaşlar yoluyla yürütülen algı
operasyonunun gerçeklikle mesafesi ise giderek açılıyor. Bu
mesafeyi sorgulamaya kalkanlar "yandaş", "saray soytarısı" gibi
ifadelerle kategorize edilmeye çalışılıyor.
12 yıldır AK Parti ve liderinin Türkiye'nin gelişmesi, büyümesi ve
daha da demokratikleşmesi yönünde yaptıkları seven yahut sevmeyen
herkesin takdirini almıştır. Bunun tartışılmayacak kadar açık ve
net olduğu düşünüldüğünde, bugün gelinen noktada esas olan, sadece
bu süreçte inisiyatif alan liderliğin değil, siyasetçisinden
bürokratına, akademisyeninden esnafına kadar Türkiye'nin geleceği
için sorumluluk hisseden her kesimin taşın altına elini koyup
oynanan oyunu bozmasıdır.