Türkiye Cumhuriyet tarihinin en önemli dönemini geçti. En önemli
diyorum çünkü, kansız, silahsız, sadece demokratik yöntemlerle
yönetim sistemi değişti. Türkiye Cumhuriyeti bundan sonra
“Başkanlık” Sistemi ile yönetilecek. Bu sistemin ilk Devlet Başkanı
da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Üstelik halk tarafından doğrudan
seçilen bir Başkan… Milletimize memleketimize hayırlı olsun.
Sistemle birlikte kabinede de önemli değişiklikler yaşandı. Temelde
bakanların milletvekillerinin bakan olamaması var. Bakan olacak
vekil ise istifa ederek görevine başlayabiliyor. Burada asıl dikkat
çeken husus bazı bakanların özel sektör içinden seçilmiş olması.
Sektörde kendini ispat etmiş, sektörü ve şirketini belirli bir
noktaya taşımış olan isimler yeni kabinede bakan olarak hizmet
edecek.
Bu noktada önemli olan devleti şirket gibi mi yönetecekler yoksa,
özel sektör gözlükleri ile bakanlık mı yapacaklar. Her ikinin de
artı/eksi yönleri var. Bakanların nasıl bir yönetim
uygulayacaklarını atayacakları bürokratlara bakarak anlayabiliriz.
Bürokrasi azalsın, karar alma mekanizması hızlı işlesin, alınan
kararlar hemen uygulansın diye yapılan çalışmalar boşa
gidebilir.
Bakanların seçilmiş olmaması, özel sektörden geliyor olması bazı
bürokratlarda huzursuzluk yaratacaktır. “Ben devlete şu kadar
senemi verdim” cümlelerini sıkça duyabiliriz. Diğer yandan bir
genel müdürün ya da daire başkanının atamasına üst düzey bir
görevlinin “vesile olması” da güçler çatışmasını getirebilir. Sözün
özü; her bakan kendi ekibini kendi oluşturmalıdır. Çalışacağı,
atayacağı bürokratları kendi belirlemelidir.
Türkiye&rsquo...