Her zaman AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ne
kadar başarılı olduğundan bahsedilir. Tamam yüzde yüz bir başarıdan
söz edilmiyor ancak Türk siyasi tarihinin hatta dünyanın en uzun
demokratik iktidarlarından olması, göreve geldiği günden bu yana
ülkeyi kat be kat büyütmesi, milletin desteğini arkasına alması AK
Parti’yi başarılı kılıyor.
Peki, AK Parti’nin bu başarısı sadece AK Parti ile mi ilgili?…
Bence bu noktada Kemal Kılıçdaroğlu’nun da büyük payı var. Göreve
geldiği 2010 yılından bu yana etkili muhalefet ortaya koyamayan
Kılıçdaroğlu, “Kitleleri peşinden sürükleyecek kurtarıcı lider”
imajını bir türlü yakalayamadı.
Kitleleri nasıl peşine taksın ki… Daha parti içinde dahi
otoritesini tesis edemeyen bir Genel Başkan, böylesine sıcak bir
coğrafyada bulunan Türkiye’yi nasıl yönetsin. Bunlar kuru eleştiri
olsun diye söylemiyorum. Üzüldüğüm bir tespiti aktarıyorum.
Kılıçdaroğlu en çok kendi partililerinden darbe yedi.
Şöyle ki;
-CHP’li Milletvekili Birgül Ayman Güler “Asıl diktatör sensin.”
-CHP’li Milletvekili Adnan Kesin “Kılıçdaroğlu parti hukukunu yok
saydı.”
-CHP Genel Başkan Yard. Ali Topuz “CHP’nin geleceğinden kaygılıyım. Partide isyan başlayacak.”
-CHP’li Milletvekili Sinan Yerlikaya “Kimini Baykal’cı, kimini Önder Sav’cı diye attı. Partide adam bırakmadı.”