Ortadoğu'da başını Rusya ve ABD'nin çektiği
yeni bir evreye, farklı ittifaklar ağına ve real-politik ilişkiler
sürecine giriyoruz.
Bütün değerlerini çiğneyen Atlantik bloğu, yeni dönemde
darbecilikten iç savaşlara, ambargolardan mali operasyonlara, terör
örgütlerinden diplomatik suikastlara kadar hemen her tür kirli
tezgâhı devlet politikasına dönüştürmüş halde.
Irak'ın kuzeyindeki referandumdan sonra bu kez Suriye'nin Rakka
kentinde ABD sponsorluğundaki 'algıların stratejik manipülasyonu'
gösterisini izledik.
Rakka'da terör örgütüyle sergilenen birliktelik 'medeni' ABD'nin
vahşi yüzünü bütün çıplaklığıyla ortaya çıkardı.
CNN gibi Amerikan kartel medyası da Rakka'da Öcalan posterleriyle
geçit töreni yapan YPG'li teröristlere güzellemeler düzdü.
CNN'e konuşan kadın militanlar, "Biz sadece DEAŞ'a karşı değil
Öcalan'ın özgürlüğü için de savaşıyoruz" diyerek gözdağı verdi.
Gezi'den bu yana Türkiye ile savaşan Atlantik, 15 Temmuz darbe
girişiminden sonra artık açık oynuyor.
Atlantik'in AB kanadındaki savrulma artarken ABD ve Türkiye
arasındaki çatışma ise giderek kızışıyor.
Özellikle Rusya ile S-400 sözleşmesi ve İran ile girilen yeni
süreç, 'game changer/oyun değiştirici' bir adım olarak
görülüyor.
NATO üyesi Türkiye, darbecilere kol kanat geren müttefiki Batı'ya
karşı güvenliğini Rus silahları ve Fars dostluğuyla sağlıyor. Tablo
bu kadar ironik!
Mevcut dünya sisteminde ittifaklar ve ilkeler alt üst olmuş
durumda.
Sadece Türkiye'ye karşı değil dünyada da Washington'ın jeo-politik
darboğazı her geçen gün derinleşiyor.
Ortadoğu, Asya ve Avrupa'daki Amerikan güvenlik sistemi kökten
sarsıldı.
R. Waldo Emerson, J. R. Lowell ve T. Parker gibi düşünürlerin
kurduğu 160 yıllık 'The Atlantic' dergisi son sayısında "ABD
düşüncesi ölüyor mu?" diye boşuna manşet atmadı.
Gerçekten de ABD son yıllarda hızla 'medeni bir ölü'ye
dönüşüyor.
Zira herhangi bir rakibin ortaya çıkmasını önlemeye yönelik
'Brzezinski doktrini' çöktü.
Çin, Rusya, Türkiye ve İran aynı anda yükselişte.
ABD'nin kâbusu olan 'iki uygarlıkla savaş' riski şimdi ikiye
katlanmış durumda.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bunu, 'Policentric-Post West
World Order/Çok merkezli Batı sonrası dünya düzeni' diye
tanımlıyor.