Gözlerin Ankara'da yarın yapılacak Türkiye, Rusya ve İran
arasındaki Suriye zirvesine çevrildiği bir dönemde Rusya Dışişleri
Bakanı Sergey Lavrov'dan ilginç bir çıkış geldi.
Rus bakan önceki gün yaptığı açıklamada "Suriye'deki savaş
bitti.
Sadece Fırat'ın doğusunda ve İdlib'de gerginlik yaşanıyor"
dedi.
Araçlar yerine amaçlar üzerinden bu demeci analiz ettiğimizde
realitenin Rus bakanın dediğinin tam tersi olduğunu görürüz.
Bu açıklamayla bir anlamda Rusya ve ABD, Suriye'deki mevcut
statükonun Türkiye tarafından kabul edilmesini bekliyor.
Ne var ki Türkiye'nin hem Suriye'deki güçler hem de dışarıdan
Suriye üzerine plan yapan aktörlerle savaşı daha yeni başlıyor.
Ve öyle görünüyor ki yeni süreçte bu mücadele daha da
kızışacak.
Zira bu milletin seciyesi, dışarıdan dayatılan emperyal reçeteleri
eskiden olduğu gibi şimdi de kabul etmeyecektir.
Sayın Erdoğan, Rus lider Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Suriye'deki krizin çözümü için beşinci defa bir araya geliyor.
İlk zirve 22 Kasım 2017'de Soçi'de yapılmıştı.
Ardından 4 Nisan 2018'de Ankara'da, 7 Eylül 2018'de Tahran'da ve son olarak 14 Şubat 2019'da Soçi'de üç lider bir araya gelmişti.
Külliye'de yapılacak beşinci zirvede sadece mevcut sıcak sorunlar değil Suriye'nin geleceğini belirleyecek olan Anayasa Komisyonu'nun kurulması gibi hayati önemdeki siyasi başlıklar da masada olacak.
Astana ve Cenevre süreçlerinde aktif rol oynayan Türkiye'nin öncelikli amacı Suriye'de kalıcı barış ile toprak bütünlüğünün sağlanması.
Bunun için de ilk olarak çatışma ortamının sona erdirilmesi, mültecilerin geri dönüşü için gerekli şartların oluşturulması ve kalıcı siyasi çözümün sağlanması gerekiyor.
Bu çerçevede Suriye'nin meşru temsilcileriyle rejim arasında devam eden müzakerelerin sonuçlandırılarak Anayasa Komisyonu'nun bir an önce çalışmalarına başlaması öngörülüyor. *** Bu hedeflere ulaşmak hiç de kolay değil.
Çünkü ABD, Rusya ve İran'ın farklı jeo-stratejik amaçlarını ortak bir noktada buluşturmak hayli zor.
Türkiye, 2015'ten bu yana Fırat Nehri'ni sınır kabul edip Suriye'nin batısı ve doğusunu paylaşan Rusya ve ABD ile Esad'ı kırmızıçizgi ilan eden İran'a karşı eşgüdümlü ve çok boyutlu bir mücadele veriyor.
Mukayeseli gücünü devreye sokan Türkiye hedeflerini zaman alsa da birer birer gerçekleştiriyor.
Şimdi asıl merak edilen konu Fırat'ın doğusuna yönelik operasyona karşı Rusya ve İran'ın nasıl bir tavır takınacakları.
Hemen şunu belirtelim ki İran da Rusya da jeo-politik ağırlığından dolayı bu meselede Türkiye ile çatışmak istemez. Hem de ABD'nin onları hedefe koyduğu bir aşamada.
Bu yüzden, küresel mücadelenin giderek kızıştığı yeni dönemde Moskova ve Tahran için Türkiye ile ilişkiler Suriye'yi de aşan stratejik bir önem arz ediyor.
Benzer yaklaşım ABD için de geçerli. Fırat'ın doğusunda Amerikan yönetimi eninde sonunda Türkiye'nin dediği noktaya gelecek.
Şu an zamana oynayan ABD, PKK/YPG'yi savunma adına Türkiye ile ilişkilerini bozma hatasına düşmeyecektir.
Ancak Türkiye'ye karşı oynadığı oyunlardan da vazgeçmeyecektir.
Aynı realite Rusya ve İran için de geçerli. Bu anlamda Rus bakan Lavrov'un dediğinin aksine Suriye'de savaş bitmedi. Özellikle Türkiye için asıl mücadele daha yeni başlıyor.