Küresel güç mücadelesinde yeni bir evreye giriyoruz. Vekâlet
savaşları ile devam eden rekabet hem biçim hem de mahiyet olarak
köklü bir dönüşümden geçiyor. Yeni dönemdeki
hegemonya yarışı büyük güçler arası
mücadele şeklinde seyrediyor.
Küresel aktörler Suriye, Libya,
Ukrayna ve Tayvan krizlerinde de
gördüğümüz üzere artık bizzat kendileri sahaya inerek
savaşıyor.
Fakat savaşların kaderini belirlemede en güçlü silahın hâlâ
fikirler ve kavramlar olduğunu görüyoruz. Nitekim ABD, terörle
savaş mücadelesinde askeri olarak zaferler kazanmasına, Irak ve
Afganistan'ı işgal etmesine rağmen yine de tarihi bir hezimete
uğramaktan kurtulamadı. Çünkü zihin ve kalplere
seslenen bir fikriyatı yoktu....