Türkiye ve Suriye arasındaki 911 kilometrelik sınırın neredeyse 460 kilometresi şu an terör örgütü YPG'nin denetiminde bulunuyor. Fırat'ın doğusu olarak nitelenen bu bölge jeo-politik açıdan Suriye'nin petrol, gaz ve su kaynaklarıyla tarım arazilerinin yüzde 80'ini barındırıyor.
Urfa, Mardin ve Şırnak illerimizin hemen karşısında Irak'a kadar uzanan bu hat boyunca Mürşitpınar-Ayn el Arap (Kobani), Ceylanpınar -Resul Ayn, Girmeli-Kamışlı, Şenyurt-Derbesiye ile Cizre-Andivar gibi beş sınır kapısı yer alıyor. Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki siyasi kanadı PYD'nin 'özerk idare/idareyi zatiye' adıyla kontrol ettiği bölgede 60 bin silahlı YPG militanı bulunuyor.
Kamışlı ve Haseke'de Şam ile YPG ortak güvenlik sağlıyor. Kamışlı havaalanı hâlâ Esad'ın elinde. Halep'te de Tel Rifat ve Şey Maksud bölgelerinde YPG kontrolü sağlıyor. PYD'liler bu durumu "Biz rejimi Kamışlı'da onlar da bizi Halep'te ağırlıyor" diye açıklıyor.
ABD'nin talimatıyla 10 Ekim 2015'te Suriye Demokratik Güçleri (SDG) isimli çatı örgütünü kuran YPG'nin saflarına o tarihten itibaren Arap unsurlar da dâhil edildi. Bu yolla DEAŞ'tan temizlenen Rakka ve Deyrzor'un da eklenmesiyle PYD kontrolündeki bölgelerde 60 bin YPG militanı dışında 30 bine yakın polis ile 140 bin sivil memur maaşlı olarak çalışıyor.
Deyim yerindeyse ABD'nin kanatları altında adeta bir devlet gibi hareket ediyorlar.
23 Temmuz'da Ankara'da görüşmeler yapan Amerikan heyeti 5 Ağustos'ta (yarın) yeniden gelecek. Türkiye'nin operasyonunu önlemek isteyen Amerikan heyeti ilk görüşmede, ağır silahlardan arındırılmış 14-15 kilometre derinlikten oluşan bir 'güvenli bölge' önermişti. Şimdi bu teklifi daha da 'derinleştirmeleri' gerekiyor. Çünkü Türkiye'nin gerekirse kendi imkânlarıyla oluşturacağı güvenli bölge 32 kilometre derinliğe sahip. Rakka ve Haseke'nin kuzeyindeki yerleşimleri kapsayacak bölge, batıdan doğuya Sırrin, Ayn İsa'nın kuzeyi, Suluk, Resulayn, Tel Temr'in kuzeyi, Derbesiye, Amude, Kamışlı, Verdiyye, Tel Hamis, Kahtaniyye ve Malikiye'den geçiyor.
Münbiç ilçe merkezi, Sacur çayı kıyısından başlayan 32 kilometrelik hattın dışında kalırken Haseke ilinin Kamışlı ilçe merkezi ise hattın içinde yer alıyor.
Türkiye'nin güvenli bölgesi bir anlamda YPG elindeki bütün alanları kapsıyor. Zaten Türkiye'nin 'barış koridoru' adıyla inşa edeceği bölgedeki en öncelikli hedefi de YPG kontrolündeki devletimsi yapının engellenmesidir. *** Türkiye'nin kararlılığını gören ABD ve YPG'deki panik had safhaya ulaşmış durumda.
Zira ABD üzerindeki baskısını artıran Rusya, 'özerk idare'nin korunması şartıyla Şam'a katılacaklarını söyleyen YPG'ye net bir destek vermiyor. Şu anki tabloda ABD, YPG ve Şam üçlüsü zamana oynarken Rusya ise bekle gör politikası izliyor.
ABD ise Türkiye'nin olası müdahalesiyle DEAŞ bölgelerinden çekilme tehdidi savuran YPG'yi ikna etme derdinde.
Eğer YPG çekilirken elindeki 2 bine yakını AB üyesi ülke vatandaşı 10 bin DEAŞ'lı teröristi bırakırsa örgütün Rakka ve Deyrzor'u yeniden ele geçirmesi zor olmayacaktır.
Ancak ABD'nin asıl kâbusu YPG'nin Rusya'nın desteğini alarak Şam ile uzlaşması. Bu gelişme, ABD'nin YPG üzerinden Suriye'nin geleceğinde var olma stratejisini yok edecektir.
Bu nedenle ABD, şimdilik YPG'den vazgeçemiyor.
Ne var ki Türkiye'yi de durdurması çok zor. ABD için en makul seçenek YPG'nin etkin olamayacağı yeni bir SDG yapılanmasıyla Haseke, Rakka ve Deyrzor'daki kontrolünü sürdürmektir.