Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'dan Arabistan'ın İstanbul
Başkonsolosluğu'na giriş yaptığı 2 Ekim'den bu yana haber
alınamıyor.
Dünya 9 gündür bu 'esrarengiz' olayla çalkalanıyor. Suudi yönetimi
ise dolaşan korkunç iddialar karşısında tatmin edici bir izah
yapmakta zorlanıyor.
Dahası BM, Türkiye, İngiltere, Fransa ve hatta ABD'nin "Kaçıkçı ile
ilgili acil bir yanıt bekliyoruz" çağrısına karşı Riyad, hâlâ
stratejik bir suskunluk içinde.
Bu aldırmazlığa isyan eden FT gazetesi dünkü başyazısında "Suudiler
dünyaya bir açıklama borçlu" diye başlık attı.
Ancak Veliaht Prens Selman'ın kardeşi Halid Bin Selman, Kaşıkçı'nın
öldürüldüğüne dair haberlerin düzmece olduğunu düşünüyor.
Hatta Prens Halid, NYT ve WP gibi gazeteler tarafından "testereyle
doğrandı, parçalara bölünerek konsolosluktan çıkarıldı veya vücudu
asitle eritildi" gibi iddiaların "Suudilere Kaşıkçı'nın yerini
söylemeleri için baskı amaçlı olduğu" kanısında.
BBC'ye göre Kaşıkçı, Prens El Velid Bin Talal liderliğindeki kanat ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki taht kavgasının kurbanı oldu.
Bu taht mücadelesinin bir yanında Talal'ı destekleyen İngiltere ve Katar diğer yanında ise Prens Selman'ı savunan ABD ve İsrail var. Bir bakıma küresel ve bölgesel aktörlerin Ortadoğu'daki mücadelesi bu kez Kaşıkçı vak'ası ile karşımızda. *** Yemen, İran, Filistin, Müslüman Kardeşler, Suriye, Libya, Mısır ve Lübnan'a yönelik politikalarda ABD ve İsrail yanlısı Kraliyet ailesiyle ters düşen Kaçıkçı, son zamanlarda Suudi muhalifler için önemli bir platforma dönüşen Al Watan gazetesine büyük katkılar sunuyordu.
Aynı zamanda Trump karşıtı 'küresel Sorosçular'ın kalesi WP gazetesinde de etkili yazılar kaleme alıyordu.
Bu bağlamda Kaşıkçı; sahip olduğu ilişkiler ağı, Kraliyet ailesine yakınlığı ve etkin mecralardaki eleştirel görüşleri nedeniyle, özellikle son zamanlarda ABD, İsrail ve Suudi üçlüsünün Katar, İran ve Türkiye'yi hedef alan yeni Ortadoğu stratejisine yönelik ezberleri bozan bir 'siyah kuğu' işlevi görmeye başlamıştı.
Dolayısıyla Kaşıkçı olayının aydınlatılması ABD, Suudi ve İsrail ilişkilerindeki kirli karanlığın boyutlarını da deşifre edecektir. Zira iyi biliyoruz ki Kaşıkçı'ya ne olduysa ABD liderliğindeki bu trionun yeni güç yapılanmasına karşı çıktığı için oldu.