Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzattığı barış ve dostluk elini havada
bırakarak Türkiye düşmanlarının taşeronu FETÖ ile birlikte ülkesine
savaş açan hendekçi PKK ve HDP'nin sonunu gördük. Kazdıkları çukura
yuvarlandılar. Benzer bir tarihi hatayı şimdi de Erbil yönetimi
"bağımsız Kürdistan referandumu" ile yapıyor. Ne tez unuttular!
Erbil'i 2011'de Bağdat'ın üzerlerine saldığı Dicle Güçleri ile
İran'ın baskısından kurtaran kişi, Erdoğan değil miydi? Ne yazık ki
aynı Erbil şu an "İsrail patentli ve ABD güdümlü bir kaos planının"
aktörü olarak karşımızda.
Çünkü referandumdan bir devlet çıkma ihtimali çok zayıf. Bırakın bağımsız bir devleti, federal yapı olarak bile o da ancak Türkiye'nin olağanüstü desteğiyle ayakta durabilen Kürt yönetiminin herkese rest çekerek hayatta kalabilmesi zaten akıl kârı değil.
Bu yüzden, dört bir yanı çevrili Erbil'in Batılı ülkelerin değirmen suyuyla kalıcı bir devlet kurması reel olarak imkânsız. O zaman bu referandumun amacı ne? Hemen belirtelim ki amaç Irak'taki Kürtlerin devletleşmesi değil. *** Zaten mesele ne Irak ne de Kürtler. Asıl mesele Türkiye... Emperyal sistem her sıkıştığında Türkiye'yi Kürt kartıyla terbiye etmeye kalkıyor. Yine aynı yönteme başvuruyorlar.
Referanduma açıkça destek veren İsrail, Arap ülkelerince kuşatılmışlığını "bağımsız Kürdistan" ile kırma arzusunda olduğunu söylüyor. Ne kuşatması? Sanki bütün Arap ülkelerinin İsrail'in emir subayı gibi hareket ettiğinden haberimiz yok. Katar krizinde de gördük. Kahire, Riyad, Amman, Dubai ve diğerleri Tel Aviv'in bir işaretiyle hizaya girmediler mi? Bunlar çocuk masalları. *** Gerçek hikâye İsrail Adalet Bakanı Ayelet Şakel'in şu cümlesindeki tehditte saklı. "İsrail ve ABD'nin çıkarları ilk olarak Irak'ta bir Kürt devletinin olmasını gerektiriyor." Demek ki Irak'tan sonra sıra diğer ülkelere gelecek. *** ABD'nin İsrail eliyle gaz verdiği referandum kararı zaten ateş çemberi içindeki bölgenin daha da felakete sürüklenmesine neden olacaktır. Amaç Kürt devletini kurmaktan çok Türkiye'yi kuşatmak ve frenlenmektir.
Türkiye'nin yeni dönemde Fransa, Rusya, Çin ve İran ile kurduğu bağımsız politikaları baltalamaktır.
Bunun için de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Türkiye'deki Kürt seçmenlerle hem de MHP ile kurduğu ittifaka zarar vererek 2019'da O'nun 'Başkan' seçilmesini engellemek gerekiyor.
Referanduma yeşil ışık yakanların bu anlamda tek derdi Türkiye'yi Atlantik kapanında tutabilmektir. Yani referandum kararıyla ölümü gösterip bizi sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. *** Vicdan sahibi çevreler Erbil'in bu 'Don Kişotvari tavrı' karşısında hayrete düşüyor.
Mesud Barzani, kasımdaki seçimlerde aday olmayacakmış. "Siyasi maratonunu bağımsız Kürdistan referandumu ile taçlandırmak" isteyen Barzani, duygusal sıkışmışlığını referandum ile aşmaya çalışıyor. Ama bu karar ne yazık ki Erbil'i jeo-politik intihara sürüklüyor. İnsan gerçekten üzülüyor. Göz göre göre ateşe atılan Kürtler bu tuzağı nasıl olur göremez. Akıl alır gibi değil. Erdoğan işte bu nedenle, "Bunu akıl tutulmasından öte bir şey olarak görüyorum, bu ciddi manada bir siyasi acemiliktir, böyle bir siyaset anlayışı olamaz" diye isyan ediyor. Keşke Erdoğan'daki siyasi öngörünün milyonda biri Kürt liderlerinde de olsaydı.
Ama yok...