Türkiye'nin 9 Ekim'de başladığı ve varılan mutabakat sonucu 17 Ekim'de ara verdiği Barış Pınarı Harekâtı'nın domino etkisi sadece Suriye ve bölgemizde değil küresel güç haritalarında da zincirleme reaksiyonlara yol açmaya başladı.
Türkiye'nin harekâtı sonucu ABD'nin Suriye'den askerlerini çekme kararı alması ve ardından üç gün önce Washington ile varılan anlaşma kapsamında terör örgütü YPG'nin ağır silahlarını teslim edip güvenli bölgeden çıkmayı kabul etmesi, Atlantik dünyasında adeta jeo-politik sarsıntıya yol açmış görünüyor.
Emperyal merkeze dair ezberleri bozarak 'siyah kuğu' işlevi gören Türkiye'nin kazanımları, özellikle Amerikan müttefiklerindeki beka kaygısını had safhaya ulaştırdı.
Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere Uzakdoğu ve Pasifik'teki Amerikan müttefiklerinin terk edilme paniği derinleşiyor.
Zaten Avrupa Komisyonu Başkanı Jean- Claude Juncker'le AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'ın ABD ile Türkiye arasındaki Suriye anlaşmasına yönelik hazımsızlığı, Avrupalıların nasıl bir travma içinde olduklarının da açık göstergesidir. İsrail, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır'dan oluşan Ortadoğu'daki Türkiye karşıtı Amerikan müttefikleri ise gelecek endişelerini Rusya'ya göz kırparak telafi etmenin çabası içindeler.
Hatta YPG'den sonra terk edilecek Amerikan müttefikinin kim olacağı konusunda bahse giren Amerikan neo-conları kaygılarını 'sırada İsrail var' şeklinde dile getiriyor.
Belki biraz abartıyorlar. Ama bu iddiaların gündeme gelmesi bile Am...