Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında Trump’ın vücut dili ve tavırları üzerinden anlam çıkarma çabaları oldukça ilginç yorumlara neden oldu. ABD başkanı elini Erdoğan’ın omzuna mı koydu, kapıda mı karşıladı, gülümsedi mi, gözlerini mi kaçırdı bunlara bakıldı.
Trump’ın davranışlarına bakarak onun ne düşündüğü hakkında kanaat edinmek ne kadar mümkün emin olmak kolay değil. Ancak Merkel ile yaptığı görüşmede takındığı kaba tavırlar hatırlanırsa, belki de ABD başkanı politikasını davranışlarıyla sergileme eğiliminde biridir diye düşünülebilir. Bununla birlikte unutmamak gerekir ki birçok ülkede politikalar geniş ve uzman kadrolar kanalıyla yapımlandırılır; ön çalışmalarla şekillendirilir, görüşme başlıkları heyetlerce karşılıklı müzakere edilir ve olgunlaşmış olarak liderlerin önüne gelir.
ABD-Türkiye liderlerinin görüşmesinde de işler bu şekilde oldu. Ancak bu denli anlam arayışının da bir nedeni bulunuyor. ABD’nin Trump’lı dönemi bir dizi belirsizlikle başladı. En önemli belirsizlik ise başkanın koltuğunda kalıp kalmayacağı ile ilgili. Söz konusu durum devam ettikçe, ABD’nin tanımlanabilir bir dış politika üretmesi de son derece zor görünüyor.