Beril Dedeoğlu Star Gazetesi

‘Güvenli bölge’ sorunsalı

Suriye krizinin başından beri Türkiye’nin ısrarla savunduğu “güvenli bölge” konusu, biraz fazla yavaş olmakla birlikte, çeşitli zeminlerde dile gelmeye başladı. Güvenli bölge, tanımı gereği...

28 Eylül 2016 | 370 okunma

Suriye krizinin başından beri Türkiye’nin ısrarla savunduğu “güvenli bölge” konusu, biraz fazla yavaş olmakla birlikte, çeşitli zeminlerde dile gelmeye başladı.

Güvenli bölge, tanımı gereği hiçbir askeri gücün doğrudan faaliyet göstermediği ve bölgenin güvenliğinin de askeri güçlerce sağlandığı bir alan demek. Bugüne kadarki örneklerde, söz konusu bölgeler önce uçuşa yasak bölge olarak BM kararlarıyla ilan edilip ardından ya uluslararası güçlerce ya da yine BM’nin onay verdiği devlet ya da devletlerce denetlenen yerler oldu. Bu tür bölgelerin oluşturulmasının nedeni de, genel olarak, oluşacak bölgenin bulunduğu ülkedeki rejimin ya da başka güçlerin insanlığa karşı işlediği suçlardan halkları korumak.

Dolayısıyla güvenli bölge, bir devlet ya da bir grup devletin bir alan üzerinde hakimiyet kurması anlamına gelmiyor, tam tersine halkları öldürme ve sürme politikası uygulayan hakimiyetten arındırıyor.

Konu Kuzey Irak ya da Balkanlardaki örneklerle ele alındığında, içeriğini açıklamak daha kolay; zira hem Saddam hem diğer insanlık suçu işleyen liderler güvenli gölgeler oluşturulmadan çok önce gözden çıkarılmışlardı.

Güvenliği içeride kim sağlayacak?

Konu Suriye olduğunda, sorunun ilk ayağını Esad oluşturuyor; çünkü Esad henüz gözden çıkarılmış değil. Dolayısıyla güvenli bölge konusunda Şam iktidarı hala direnç gösterebilecek bir kapasiteye sahip.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27 Şubat 2019 | 3.631 Okunma Fransa’da Yahudi düşmanlığı 22 Şubat 2019 | 312 Okunma ABD’de Amerikan tipi darbe 20 Şubat 2019 | 2.523 Okunma ABD-Rusya: denetimli gerginlik 15 Şubat 2019 | 4.262 Okunma Oyun kötüyse, rol kapmaya çalışan çok olur 13 Şubat 2019 | 1.597 Okunma