Merkel, geçtiğimiz günlerde, Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturulması çağırısında bulundu. BM gibi bir örgüt varsa ve hem barışın temini hem de insanlık zulümlerine karşı çıkmak için kurulduysa, aslında bu çağrının, hatta kararın BM’den gelmesi beklenirdi. BM ise Rusya Suriye’yi neredeyse işgal ederken Türkiye’den yapılan top atışlarıyla uğraşmayı tercih eden bir örgüt haline gelmiş vaziyette. Demek ki artık küresel güvenliğin teminatı BM değil; Almanya da durumun gayet farkında. Bu nedenle işlerin daha da içinden çıkılmaz hale gelmemesi için çözüm yolları arıyor. Merkel’in bulduğu yollardan birisi ise Türkiye’nin Suriye krizinin en başından beri söylediği güvenli bölge. Mümkün olabilseydi de önce bir “guten morgen” diyebilseydik. Neyse, zararın neresinden dönülse kardır. Merkel, anlaşıldığı kadarıyla konuyu iki beklentiyle gündeme getiriyor. Birincisi, gayet tabi, göç akınına yönelik. İkincisi ise Suriye krizinde karşı karşıya gelmiş devletler arasında bir uzlaşı zemini yaratmak. Keşke terörle mücadele konusu da bu beklentiye eklenebilse.