Rusya’nın Kırım’ı ilhakından iki yıl sonra NATO-Rusya Konseyi toplantısı Brüksel’de yapıldı. Büyükelçiler düzeyindeki toplantının ayrıntılarına sahip olunamasa da basın açıklaması bazı ipuçları verdi.
Görüşmelerde en fazla Ukrayna sorununun görüşüldüğü anlaşılıyor; zira bu konuda Rusya ile NATO ülkeleri arasındaki anlaşmazlığın devam ettiği duyuruldu. Ukrayna konusu, taraflar arasında derin ve kalıcı bir anlaşmazlık olarak ifade edildi. Sorunun derin olduğu açık; ancak kalıcı olduğunun ilan edilmesi ilginç.
Demek ki Kırım’ın ilhakı ve Rusya’nın Ukrayna’yı, ya da en azından Ukrayna’nın bir kısmını “Batı”ya kaptırmama siyaseti kalıcı. NATO, bu durumu çok kınıyor ama kalıcı bir durum olduğunu da ilan ediyor.
Toplantıda Rusya askeri uçaklarının Baltık hava sahası ihlalleri de konu edilmiş. Bu, Rusya’nın Avrupa’yı tehdit etmesi olarak değerlendiriliyor ve Rusya uluslararası hukuka uymaya davet ediliyor.
Uluslararası hukuka uygunluk günümüzde kaç devletin dış politikasında karşılık buluyor bilinmez. Ancak Rusya’nın en azından Minsk grubu kararlarına bağlı kalması istendiğine göre, Kafkasya’da da artan Rusya baskısının eleştirildiği söylenebilir.
AB-Rusya anlaşmazlığı
Bu noktada belirtilmesi gerekir ki, NATO üyelerinin tümü Rusya’nın Ukrayna ve Kafkasya politikasından aynı derecede rahatsız değil. ABD, Rusya’nın Kırım ilhakı ile Ukrayna ve Kafkasya’yı kendi alanı olarak ilan etmesinden Avrupalı müttefikleri kadar rahatsız değil. Ne de olsa bu krizler nedeniyle Avrupa-Rusya ilişkileri gerildikçe, Avrupa’nın ABD’ye yaklaşma ihtimali artıyor, ABD’ye de başka yerlerde hak doğuyor.
Rusya etki coğrafyasının hatlarını kalın çizgilerle belirledikçe, bu hat içinde kalan birçok ülkeyi kendi açılım alanı olarak gören Avrupa’nın alanı daralıyor. Bundan böyle Avrupa ülkelerinin Ukrayna, Moldova, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan, oradan hareketle İran ve hatta Orta Asya ülkeleri ile ilgili atacağı her adım, Rusya’ya rağmen olamayacak gibi.