İran Genelkurmay Başkanı Firuzabadi, Türkiye’nin Kürtleri hedef almasını sert biçimde eleştirmiş. Firuzabadi’ye göre Kürtler alanda dünyanın en tehlikeli örgütü IŞİD ile mücadele ediyorlar, onların zayıflatılması demek IŞİD’in güçlenmesi anlamına geliyor. Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki Kürtlere yönelik operasyonlar sonucunda IŞİD’e alan açılacağını, Türkiye’nin sınırında IŞİD’in güçleneceğini ve Türkiye’nin de daha fazla tehdit altında olacağını ileri sürüyor.
Uyarıları muhakkak ki sadece Türkiye’nin iyiliğini istediği için yapıyor.
Ancak ortada bazı ufak sorunlar var. Türkiye Kürtleri hedef almıyor, PKK’yı hedef alıyor. PKK, Türkiye’ye yönelik saldırıları kadar IŞİD’e saldırmış mıdır, bu konuda büyük başarılara imza atmış mıdır, orası zaten açık değil. Ayrıca eş zamanlı olarak İran’daki siyasi kesimlerden PKK karşıtı açıklamaların geldiğini de hatırlatalım.
İran’ın örgüt ismi zikretmeden eylemleri “Kürtlere” yönelik olarak tanımlaması, Türkiye’de olası Kürt kalkışmasını epeyce teşvik edici nitelikte. Bu açıklamadan bir kaç gün önce İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin İran Kürdistan’ını ziyaret ettiği, burada Kürdoloji Enstitüsü açılacağını, Irak Kürdistan’ı ile iyi ilişkiler istediklerini ilan ettiğini de hatırlarsak, ortaya çıkan mesaj açık. İran, Kürtlere iyi davranan, Türkiye ise kötü davranan oyuncu.
İran kime söylüyor?
Karikatürize edersek, cici çocuk İran, Türkiye’nin kötü çocuk olduğunu; kendisi Kürtlere sahip çıkarken Türkiye’nin hala IŞİD’i kolladığını kime söylüyor diye düşünmek gerekiyor.
Muhtemelen İran’ın son dönemki davranışlarının muhatabı bazı Avrupa ülkeleri. Türkiye yerine, Türkiye’yi by-pass ederek İran ile yakınlaşmalarını öneren bir yaklaşım bu. Zira Avrupa’daki Kürt hassasiyetine sahip çıkarak aynı zamanda Avrupa ülkelerinin bazılarına Irak ve Suriye konularına Kürtler üzerinden dahil olama çabalarında adres gösteriyor; benim üzerinden bu “açılımları” yapabilirsiniz diyor.