Son dönemlerde BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, Suriyeli göçmenlerle ilgili tespitlerini dünya kamuoyuyla daha fazla paylaşıyor. Suriye’yi terk edenlerin sayısı 4.5 milyona ulaşınca, bu insanlık dramı karşısında BM ne yapıyor diye soran olursa diye herhalde. Böylece bizler de meselenin BM tarafından nasıl görüldüğünü anlayabiliyoruz.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre, Türkiye’nin sınırlarının hemen dışındaki kamplarda yer kalmamış; ayrıca koşulları da pek iyi değilmiş. Bizler o kampların Rusya-Esad ittifak güçlerince bombalandığını duyarken, bir yer kaygısı olduğunu düşünememiştik. Neyse ki bu bilgiyi BM’den aldık. Yine BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre, Türkiye sınırına yığılmış ve yığılacak olan insanlar için yapılması gereken şey, Türkiye’nin kapılarını açıp bu insanları içeri almasıymış.
Neden Türkiye deniyor da başka ülkelerin adı geçmiyor diye kimsenin sorduğu yok. Ürdün, artık ülkenin göçmen alma kapasitesinin dolduğunu ilan ettiği için bir kenarda tutulabilir. Avrupa ülkeleri zaten 100 kişi için bile bir karar veremiyor, birbirlerine düşüyorlar; onları da bir yana koyalım. ABD’de başkanlık seçimleri var ve Suriye’ye pek uzak; onu da bırakalım ve bölgeye bakalım.
Türkiye alsın
Neden acaba Suudi Arabistan mesela göçmenlerin birazını ülkesinde barındırmıyor? Yeri mi yok, Türkiye’den daha mı fakir? Irak, “kendi himmet bir dede, nerde kaldı başkasına yardım ede” denip kapsam dışına alınabilir. Ama İran için aynı şeyi söylemek kolay değil. İran neden göçmenler için kamplar yapmıyor, birazını olsun ağırlamıyor ve neden kimsenin aklına bu ülke gelmiyor.