Beril Dedeoğlu Star Gazetesi

Le Pen’den Defargas’a Fransa’da aşırı sağ

Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine olan merakın nedeni, giderek sandıklardan “aşırı” eğilimlerin çıkma ihtimali; dolayısıyla gelecek için endişeli bir bekleyiş söz...

26 Nisan 2017 | 473 okunma

Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine olan merakın nedeni, giderek sandıklardan “aşırı” eğilimlerin çıkma ihtimali; dolayısıyla gelecek için endişeli bir bekleyiş söz konusu.

Cumhurbaşkanlığı ilk tur seçimlerini liberal sosyalist Macron ile aşırı sağcı Le Pen aldı. 11 aday yarıştı, 43 milyon seçmenin yaklaşık % 70’i sandık başına gitti ve Macron oyların % 23,9’unu, Le Pen de % 21,4’ünü aldı. İkinci tur 7 Mayıs’ta ve genel seçimler de 11-18 Haziran’da yapılacağından, siyasi yarış hız düşürmeden devam ediyor.

İlk sonuçlar, Fransa özelinde, ancak Avrupa genelinde önemli değişimlere işaret ediyor. Öncelikle belirtmek gerekir ki, toplum 2. Dünya Savaşı’ndan itibaren iktidar çevrelerine yerleşmiş siyasetçi profillerinden ve bir iktidara çıkıp bir inen merkez etrafındaki eğilimlerden artık hazzetmiyor. En çarpıcı örneği Yunanistan’da yaşanan bu yeni durum, Avrupa’nın genç liderlere olan ilgisine de işaret ediyor. Macron 39 yaşında ve eğer ikinci turu alırsa Fransa’nın en genç cumhurbaşkanı olacak. Le Pen, 48 yaşında, pek genç olmasa da Ulusal Cephe’nin kurucu lideri Jean-Marie Le Pen’in kızı olarak tanınıyor.

Aşırı sağ için bir ilk

Liberal sol Macron, küreselleşmeden, Le Pen anti küreselleşmeden yana. Macron, küresel sistemin adaletsizliği için mücadeleyi savunuyor, Le Pen adaletsiz olan sistemden Fransa’yı soyutlamayı. Macron AB’nin güçlendirilmesinden, Le Pen AB’den çıkılmasından yana. Macron, Avrupa Müslümanlarının sisteme kazandırılmasını, Le Pen ise hepsinin Avrupa dışına çıkarılmasını savunuyor. Macron, Anayasa’da değişiklik yapıp cumhurbaşkanı yetkilerinin daraltılmasını, Le Pen ise yapılacak değişikliğin AB ilkelerinden arınma şeklinde olmasını ileri sürüyor. Birini Trump’ın, diğerini de Putin’in desteklediği iddia ediliyor.

Neredeyse birinin ak dediğine diğeri kara diyor ve aldıkları oy oranları arasında da büyük fark yok. 2.turda aralarındaki fark daha da azalırsa, kazananın “meşruiyetini” o zaman eni konu tartışırız.

Fransa seçmeni deneyime değil “yeni”ye oy kullanmış, ancak bu yenilerden biri nasyonalit ve ırkçı bir eğilim. 7 Mayıs’ta yarışı Le Pen göğüslerse, Fransa’da başlayan milliyetçi-ırkçı iktidar sürecinin tüm Avrupa’yı kaplama olasılığı bulunuyor ve esas sorun da bu.

Aşırı sağcılar için cesaret

Le Pen cumhurbaşkanı olamasa da, toplumun önemli bir kesiminin ne düşündüğü bu oylamada ortaya çıktığından, sorun bertaraf edilmiş sayılmaz. Fransa’nın en tanınan düşünce kuruluşlarından IFRI’de, ki bu enstitü yeni-muhafazakarlara yakın olarak bilinir, araştırmacı olarak çalışan Philippe Moreau Defarges kendi başına bir örnek durumunda.

Uluslararası ilişkiler uzmanı olan Defarges, üniversitelerde hocalık ve dışişlerinde danışmanlık yapmış biri. Hocalık kısmının ifadesi olan kitapları, dünyanın birçok ülkesinde okutuluyor, okutulmaya değer bir içeriği var. Ancak danışmanlık kısmından Fransa dış işleri nasıl yararlanmış, anlamak kolay değil; zira sorun olarak gördüğü konuya bulduğu çözüm için bilim insanı olmak gerekmiyor.

Defarges’e göre sorun, dünyadaki siyasi krizler. Çözüm ise Erdoğan’a suikast düzenlenmesi. Yani Erdoğan olmasa, dünya sorunları bitecek.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27 Şubat 2019 | 3.631 Okunma Fransa’da Yahudi düşmanlığı 22 Şubat 2019 | 312 Okunma ABD’de Amerikan tipi darbe 20 Şubat 2019 | 2.523 Okunma ABD-Rusya: denetimli gerginlik 15 Şubat 2019 | 4.262 Okunma Oyun kötüyse, rol kapmaya çalışan çok olur 13 Şubat 2019 | 1.597 Okunma