Seçimlerin son düzlüğüne girdiğimiz şu günlerde, sonuçları etkilemesi muhtemel ne varsa yapılmaya devam ediliyor, son güne kadar da yapılacağı anlaşılıyor.
Yapılmakta olanların büyük ölçüde iktidar partisine olan güveni sarsmaya yönelik olduğunun altını çizmek gerekiyor. Ak Parti’den kaçacak oyların hangi partilere gideceğinden çok parlamento matematiğinde iktidar partisinin durumunu zora sokmaya yönelik çaba söz konusu.
Bu türden bir çabayı kimlerin gösterdiğine dair bir adres vermek kolay değil, ancak bu sürecin önemli bir ayağının “dışarıda” olgunlaştığını söylemek mümkün. Dış dünyada çabalar olduğunu ispatlayan en önemli konu ise şu MİT TIR’ları meselesi.
TIR’ların içinde neler olduğunun ifşa edilmesi, zaten başlı başına vahim bir olay. Zira devletin bir kurumunun yaptığı bir faaliyetin yine devletin başka bir kurumu tarafından deşifre ediliyor ve bunu da bütün dünya öğreniyor. Muhtemelen tüm dünya Türkiye’de güvenlik kurumları arasında hala bir “rekabet” olduğunu düşünsün diye de yapılmıştır.
Devleti zaafa uğratmak
TIR’lar konusundaki ikinci mesele hükümetin, MİT yoluyla TSK’dan “gizli” işler yaptığının düşünülmesi. Sanki istihbarat kuruluşları, hükümetlerin güvenlik ve dış politikadan sorumlu her bakanlığı başka ülkelerde genelkurmaydan izin alıyorlar. Siyasi düzlemlerde ne karar alınıyorsa, tüm kurumlar o kararların gereğini yaparlar. Üstelik birçok ülke, kriz durumlarında, kurumlar arasında anlaşmazlık olsa bile bunu dünya kamuoyuyla paylaşmazlar.