Terörün toplumları nasıl tutsak hale getirebileceğini anlamak için Sur örneğine bakmak yeterli olabilir. Sur’un terör ve şiddete maruz kalan altı mahallesi, bundan bir yıl önceki yer değil. Ne yol kalmış, ne barınak, ne de yaşam emaresi. Kurtarılmış bölge yaratmak için yola çıkan PKK terör örgütü, Sur’da yaşayan, iş yeri olan binlerce ailenin her şeyini kaybetmesine yol açmış. İnsanların evlerini, sanayi tipi tüplere eklenen şeker ve gübre gibi maddelerle yaptıkları tahribat gücü yüksek bombalarla yıkmışlar. Yıkmışlar ki, hepsi birer barikat olsun ve güvenlik güçleri buralara giremesin diye. Bugün güvenlik güçleri, girilmesi istenmeyen yere girmiş durumda. Giremeselerdi bile, zaten o bölgede kimse kalmamış olduğundan PKK mücadeleyi adına sürdürdüğü bir kitle bulamayacaktı. Sadece savaşanların kaldığı, evsiz barksız kalan ailelerin kendilerini yakınlarının ya da devletin sağladığı yerlere attığı ölü bir bölge var. Kısaca PKK Sur’da, adına savaştığını iddia ettiği Kürtleri tutsak almış. Sokağa çıkma yasakları, çatışmalar, bombalar, delik deşik olan yollar Diyarbakır’ın diğer mahallelerinde fazla iz bırakmamış; çoklukla Sur’da yaşayanlar mağdur olmuş. Ayrıca, Sur’da yaşayanların gelir düzeyi düşünülürse, belki de en fazla fakirlerin mağdur olduğunu söylemek mümkün.