İnsanlığa karşı suç, kısmen hukuken, daha çok siyaseten netameli bir konu. Zira, suçların neler olduğu belli; sorun, hangi olayların bu suç kapsamında değerlendirileceğinin kesin olmamasında.
Temel kaynaklardan biri olan 1945 tarihli Nuremberg Mahkemesi Şartı’na göre, bir sivil nüfusa karşı işlenmiş insan öldürme, imha, köleleştirme, sürgün ve diğer tüm insanlık dışı fiiller veya siyasal, ırksal veya dinsel sebeplerle yapılan zulümler, işlendikleri ülkenin iç hukukuna aykırılık oluştursun veya oluşturmasın insanlığa karşı suç olarak nitelendirilir. Öte yandan yine savaş sonrası dönemde, 1946’da kurulmuş İnsanlığa Karşı Suçlar, Uzakdoğu için Askeri Ceza Mahkemesi Şartı’nda dinsel sebeplerle yapılan zulümler, kapsam dışında bırakılmıştı.
Zaman içinde kavram genişledi, insanlığa karşı suçları konu e