Geçen hafta 18 Mart zaferi vesilesiyle düzenlenen bir programa katılmak üzere Çanakkale’ye giderken dostlarımla birlikte Bolayır’a da uğradım, Rumeli Fâtihi Süleyman Paşa ve Namık Kemal türbelerini ziyaret ederek ruhlarına birer Fatiha okudum. Gelibolu yarımadasına geçmeyi başararak ilk fetih hareketlerini gerçekleştirdiği için “Rumeli Fâtihi” olarak tanınan Süleyman Paşa, Orhan Gazi’nin büyük oğluydu ve Osmanlı kaynaklarına göre, Bolayır’la Seyitgazi arasında av peşinde koşarken kapaklanan atının altında kalarak ölmüş (1357), haberi alır almaz Bolayır’a gelen babası tarafından buraya gömdürülerek üzerine bir türbe yaptırılmıştı. *** Ali Ekrem Bolayır, babası Namık Kemal’in Gelibolu mutasarrıflığı sırasında Ebüzziya Tevfik’le birlikte Bolayır’a gelip çok sevdiği Süleyman Paşa’nın türbesini ziyaret ettiğini ve “Öldüğüm zaman beni buraya gömseler!” dediğini söyler. Namık Kemal bir süre sonra Sakız’da vefat edince Ebüzziya onun vasiyet mahiyetindeki bu sözünü hatırlayarak Sultan II. Abdülhamid’e bildirmiş, padişah da bu müzmin muhalifinin Sakız’da defnedildiği yerden alınarak Bolayır’a getirilmesini ve Süleyman Paşa’nın yanı başına defnedilmesini irade etmiştir. Şaşırtıcı olan, bu türbenin projesinin amatör bir ressam ve mimar olan Tevfik Fikret tarafından yapılmasıdır. Altı mermer sütun üzerine yerleştirilmiş küçük bir kubbe, sütunlar arasında demir şebekeler, mermerden yapılmış ve üzerine bir puşide oyulmuş sanatkârane bir sanduka. . . Kubbesi ve sütunları muhtemelen 1894 depreminde yıkılan Namık Kemal türbesi, müttefiklerin Süleyman Paşa türbesini hedef alarak yaptıkları bombardımanda da epeyi zarar görmüştü.