İstanbul’da güneşin batışı en iyi nereden seyredilir? En iyi nerede, hangi ayda bülbül dinleyebilirsiniz? Saka kuşundan tatlı nağmeler dinlemek için hangi mevsimde nereye gitmeli? Segâh akşam ezanı hangi camide okunur? Kuru fasulyenin, enginarın, kıkırdaklı bamyanın, yoğurdun, böreğin vb. iyisi nerede yenebilir? Erguvan ve mor salkım seyri için en uygun yerler nerelerdir? Nerelerde hangi anıt ağaçlar vardır? Kaç tane çınar, kaç tane erguvan, kaç tane çitlembik, kaç tane karadut vb? Kısacası, İstanbul’un gözden ırak mekânları, kendine has ağaçları, çiçekleri, kuşları, suları, yemekleri, sebzeleri, meyveleri, tatlıları gibi, İstanbullu ve fakat İstanbul’da yaşama sanatına vâkıf birinden öğrenilebilecek ayrıntıları bilen bir dostum vardı, artık yok. Hafta başında, Malazgirt’ten Erciş’e giderken bir trafik kazasında hayata veda eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun’dan söz ediyorum. Vefatından bir gün önce akşamüzeri aramış, Türkiye’nin önemli liselerinden seçilmiş öğrencilerin katıldığı “Anadolu Tarih ve Kültür Birliği” projesinin Kars programına davet etmişti. Bu ayın sonunda Kars’ta buluşacak, oradan Sarıkamış’a geçecek, gençlerle Anadolu’yu, tarihimizi, kültürümüzü konuşacaktık. Telefonda projesini ve gençlerin bu projeye nasıl büyük hevesle katıldıklarını, daha önce gittikleri Çanakkale, Samsun, Erzurum, Sivas, Amasya, Mardin ve Van’da neler yaptıklarını telefonda bitmek bilmeyen heyecanıyla uzun uzun anlatmış, katkıda bulunmamı istemişti. “Hay hay,” demiştim, “Sen istersin de hayır der miyim?” Haluk Dursun’la 2005 yılında Japonya’ya gitmiştik. Bu fotoğraf Kiyoto’da çekilmişti. *** Haluk Dursun, sadece İstanbul’a değil, Osmanlı kültür coğrafyasının her köşesine aşkla bağlı modern bir Evliya Çelebi’ydi. Bir zamanlar hâkim olduğumuz Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar’da gezmediği, görmediği yer yoktu.