Bununla beraber yazdıklarının çoğunu okumuş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Ekrem Amca, unutulmaması, unutturulmaması gereken örnek bir şahsiyettir. Onun için 1994 yılında düzenlenmesine vesile olduğum bir anma toplantısında “Bir Uçbeyi: Ekrem Hakkı Ayverdi” başlığını kullanmıştım. Bugün hâlâ “kültürümüz”den söz edebiliyorsak, hiç şüpheniz olmasın, bunu Ekrem Amca gibi uçbeylerine borçluyuz.
***
Mühendis Mektebi’nden (İTÜ) 1920’de mezun olan Ekrem Amca, İstanbul Belediyesi’ndeki kısa memuriyetinden sonra müteahhit olarak iş hayatına atılmış, başarılı da olmuştu. Gerçi bu döneminde de çok sayıda eski eserin restorasyonunu gerçekleştirmişti, fakat müteahhitlik tabiatına aykırı olmalı ki, 1950’lerin başlarında âni bir karar bütün işlerini tasfiye ederek kendini Osmanlı mimarisi hakkındaki araştırmalarına verdi; ve ilk büyük eseri olan Fatih Devri Mimarisi’ni fethin 500. yıldönümüne yetiştirdi.