Rahmetli Tarık Buğra’nın Gençliğim Eyvah isimli bir romanı vardır. 1977 yılında Tercüman’da tefrika edilen ve 1979’da kitap olarak basılan bu romanda, bir nesli mahveden ve Türkiye’yi 12 Eylül darbesine götüren hadiselere çok farklı bir açıdan yaklaşılır. Tarık Buğra, Siyah Kehribar’dan sonra en çok eleştirilen bu romanıyla beğenilmediği ölçüde övündüğünü, hatta en önemli romanının Gençliğim Eyvah olduğunu söylerdi. Şu sözleri kendisiyle yapılan bir röportajdandır: “Gençliğim Eyvah, Türkiye’nin romanıdır. Politikaya bulaştığımız ölçülerle hepimiz varız onda. Aynaya niçin kızıyorlar?” Tarık Buğra, Marksist eleştirmenlerin benimsedikleri ideolojiye yönelik bir saldırı olarak algıladıkları, bu yüzden acımasızca eleştirdikleri Gençliğim Eyvah’ın ideolojik bir roman değil, bir anarşi lânetlemesi olduğuna, belli bir grubu, belli bir kuruluşu, belli bir yetkili ve sorumluyu hedef seçmediğine kimseyi inandıramamıştır. Romanın en önemli kahramanı olan İhtiyar’ın belki de benzeri görülmemiş bir mozaik tip olduğunu söyleyen Tarık Buğra’ya göre, bu tip, yani İhtiyar, “yüz-yüz elli yıl zarfında Türkiye’nin gidişatına etkili olmuş bütün yanılgıların, kasıtların ve idraksizliklerin sembolüdür. ” *** Bir çeşit Mefisto (İblis) olarak tasvir edilen İhtiyar, İstanbul Üniversitesi’nde profesördür. Bir şeyhin oğlu olarak dünyaya gelir, Birinci Dünya Savaşı sırasında Darülfünun’dan mezun olur. Birçok dil bilen, zeki ve aykırı davranışları görülmediği için çevresi tarafından sevilen biridir.