Çok muhterem beyefendi, Zât-ı âlînizin ismini ilk defa mahalle arkadaşım merhum profesör Ahmet Yüksel Özemre’den işitmiş ve birkaç kitabınızı okuduktan sonra sadık karilerinizden biri olmuş idim. Karar gazetesindeki mekalelerinizi de okuyor ve istifade ediyorum, Allah sizden razı olsun. Lakin Şemsi Ahmed Paşa, nâm-ı diğer Kuşkonmaz Cami-i Şerifinin başına gelenleri efkâr-ı umumiyeye duyuran gazetelerden biri de sizinki olmasına rağmen bu mevzuda yazmamış olmanız hayretimi mûcib oldu. Fakîr doksanını devirmiş bir Üsküdarlıyım, hem de ebâenced Üsküdarlı. . . Sokağa pek çıkamasam da, Cenab-ı Hakk’a şükürler olsun, akl ü şuurum yerinde; memleketimizde olup bitenleri yakînen takip ediyorum. Üsküdar haberlerinin de fakîri hassaten alâkadar ettiğini tahmin edebilirsiniz. Hâlen Çiftehavuzlar’da ikamet ediyorum, lâkin kalbim hep Üsküdar’da, bu mübarek beldede yaşadığım zamanlardadır. Birkaç gün önce torunlarımdan reca ettim, beni otomobille Üsküdar’a indirip Kuşkonmaz Camii’nin önünde yaya yolu yapmak için denize çakılan kazıkları gösterdiler, dilhûn oldum.