Kuzey Irak yönetimi tarafından yarın yapılacak bağımsızlık referandumu, özellikle Kerkük’ün bu referanduma dâhil edilmesi bölgemizde son derecede ciddi problemlere yol açacak gibi görünüyor. Öteden beri demografik yapısı üzerinde oynanan Kerkük, hiç şüphesiz bir Türkmen şehri ve Irak Türklüğünün 9. yüzyıldan beri bu coğrafyada şekillenmiş Türk kültürünün merkezidir. Irak’ta, bilgili ve becerikli Osmanlı memurlarının asırlar boyunca ustaca idare ettikleri, Musul’la birlikte Misak-ı Millî sınırları içinde olmasına rağmen, zengin petrol kaynaklarına göz diken İngilizlerin Birinci Dünya Harbi’nden sonra politik oyunlarla bizden kopardığı bu güzel şehir, bugün kurtlar sofrasında kimliğini büsbütün kaybetmek üzeredir. *** Muaviye tarafından 674 yılında Horasan tarafına gönderilen yirmi bin kişilik ordunun kumandanı Ubeydullah b. Ziyad’ın dönüşte beraberinde getirip Basra’ya yerleştirdiği okçulukta mâhir iki bin Türkle başlayan Irak’taki Türk varlığı, zamanla bu coğrafyanın aslî unsurlarından biri haline gelmiştir. Anne tarafından Türk olan Abbasi halifesi Mu’tasım devrinde, Şii Araplara karşı Türklerden oluşan bir hassa ordusu ve bu ordu için özel bir şehir (Samerra) bile kurulur. Irak, Mu’tasım’dan sonra büyük bir hızla artan Türk nüfus ve nüfuzu sayesinde, Anadolu’nun fethinden çok önce vazgeçilmez bir Türk yurdu olmuş ve Türkistan’ın hızla Müslümanlaşmasında önemli bir rol oynamıştır. Abbasiler devrindeki kudretli kumandanların adları, eminim, okuyucularımızın ilgisini çekecektir: Afşın, Aşnas, Büyük Boğa, Küçük Boğa, Hakan vb. Asur kralı Sartnapal’ın kurduğu söylenen ve Hazreti Ömer tarafından fethedilen Kerkük de, Abbasiler devrinde önemli sayıda Türk nüfusunun yerleştirildiği şehirlerden biriydi.