Şu sıralarda Metin Kayahan Özgül’ün Çolpan Kitap tarafından dört cilt halinde yeniden yayımlanan Sekmeler’ini okuyorum. Kaç gecedir, geç vakitlere kadar -gözkapaklarımı açık tutmakta çok zorlandığım halde- elimden bırakamadığım, her biri aşağı yukarı üç yüz sayfalık dört cilt. . . Neler öğrendim, neler! İnanılmaz bir merak, dikkat ve tecessüse sahip olan sevgili dostumun ilgi alanının genişliği doğrusu hayranlık verici. Yazdıkları edebiyat ağırlıklı olmakla beraber, ilim ve sanatın diğer dallarında da söyleyecek çok sözü var. Eserlerini yazarken ‘tetebbu’ ettiği kitaplarda, gözden geçirdiği gazete ve dergi koleksiyonlarında bizim çok zaman fark etmediğimiz, etsek bile önemseyip geçtiğimiz ayrıntılara, inceliklere, problemlere “nüfuz-ı nazar”la bakmasını biliyor. Tabii bu bakış farklılığının arkasında, Frenklerin érudition dedikleri muazzam bir bilgi birikimi var. Ne kadar çok bilirseniz, o kadar iyi görürsünüz. Sözün kısası, Kayahan bir “kültür érudit’si”, bizim eskilerin tabiriyle bir “mütebahhir”dir.