Öylesine tiryakiydim ki, Baron Haussmann öncesi Paris’in sokaklarında hayalen gezebiliyordum. Ama Victor Hugo’nun Sefiller’ini okuyunca Zevaco gözümden düştü. Okuduğum Sefiller tercümesinin suyunun suyu olduğunu çok sonraları öğrenecektim. Şu sıralarda Birsel Uzma tarafından yapılan eksiksiz tercümeyi (Oğlak Yayınları) vakit buldukça tadını çıkara çıkara okuyorum. İki cilt, 1746 sayfa. . . İş Bankası Kültür Yayınları da Volkan Yalçıntoklu’nun tam tercümesini yayımlamış. *** Geçenlerde rahmetli dostum Halil Açıkgöz’ün Cemil Meriç İle Sohbetler’ini yeniden gözden geçirirken Sefiller’i okumak için Fransızca öğrendiğine dair yazdıkları dikkatimi çekti.