Geçen ayın sonunda kaybettiğimiz Prof. Dr. Semavi Eyice, büyük bir sanat tarihçisi ve İstanbul’un canlı hafızasıydı. Ona sorup da cevabını alamadığım hiçbir sual olmadı. Görme hassasını hatalı bir lazer tedavisi sonunda büyük ölçüde kaybetmiş olmasına rağmen yeni yayınları izler ve okutarak hafızasına mal ederdi. Derin Tarih dergisinde de yazmaya devam ediyordu. Geçenlerde Mustafa Armağan’a hocanın yazılarını nasıl yazdığını sordum. Meğerse o anlatıyor, kayda alınan konuşmaları çözülüp metin haline getiriliyor, kendisine okunup tashih edildikten sonra yayımlanıyormuş. Semavi Bey’e son yıllarında İSAM bir yuva olmuştu; bir odası ve çok çalışkan bir yardımcısı vardı. Sema Doğan Hanım, onun eli ayağı, gözü kulağı olmuştu ve hocanın bütün kitap ve makalelerini titizlikle topluyordu.